A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

A Bir Coşku Kapısı Daha!

Kategori Kategori: Berlin Günceleri | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Gültekin Emre | 12 Ekim 2010 00:37:19

Berlin'de sonbahar çok güzel olsa ne olur ki, aklım ülkemde. Burada yurtsuz gibi durup dururken, yurdum aklıma geliyor ve gözlerim doluyor acıyla. Neden iktidara geçenler ülkemi yağmalarlar? Neden yabancılara sattılar önemli kurumları? Neden işgal altında bir ülke görünümünde Türkiye?

6-12 Eylül
 
6 Eylül, Pazartesi
 
 
Avrupa’da Ekim başında yayımlanacak bir dergi için Doğan Hızlan üzerine yazmaya çalışıyorum. Hiç de kolay değil edebiyatımızın cumhurbaşkanı üzerine yazı kotarmak.
 
Yayımladığı onca eleştiri, deneme, makale, inceleme... yazılarını topladığı kitaplarının hemen hemen hepsini okumuş olsam da, onun yazı, deneme... dünyasını kucaklamak her babayiğidin harcı değil. Ama denenmez de değil. Ben de kendimi kaptırdım kitaplarına, yazılarına oradan buradan okuyarak iyice yoğunlaşmaya çalışıyorum onun yazı serüveninde yürüyerek.
 
Avrupa’da dergi çıkarmayı ben de denedim. 1980’nin sonunda Çağdaş Toplum dergisinin yazı işleri sorumlusuydum. Fazla ömürlü olamayan bu dergiden sonra 17 sayı sürdürebildiğim Parantez’i, 55 sayı okurla buluşan Şiir-lik’i ve 2 sayı çıkarabildiğim Melez’i saymadan geçemeyeceğim yurtdışı dergi tarihinde yer ettikleri için.
 
Başka dergiler de çıktı şiir ağırlıklı ama hiçbiri uzun ömürlü olamadı ve yukarıda saydığım dergiler kadar Türkiye’de tanınmadılar. Bu yeni dergi şiir ağırlıklı değil, kültür dergisi olacak.
 
Doğan Hızlan gibi toplumda öne çıkan, etken olan edebiyatçıları dosya konusu yapacak her sayı. Böylece Avrupa gençliğinin Türkiye ile köprü (bu sözcük kadar başka bir sözcük yok buralarda) olması düşünülüyor. Bakalım.
 
A bir coşku kapısı daha!
 
 
7 Eylül, Salı
 
“Dönüşü olmayan bir yolu arar gibi döndün
Ardına bakmadan çıkıp gittiğin kapı açıktı hep”
 
Bir ayrılış öyküsünü mü içeriyor yeni şiirimin bu ilk iki dizesi? Öyle de yorumlanabilir. Geçmişten kopuşu da imliyor olabilir kimilerine göre. Bir şiiri açıklamak ne zordur; olanaksızdır. Kendi yazdığım şiirden ne anladığımı hiç açıklayamadım. Nasıl bir esinle çıktı bu şiir, bilmiyorum. Şiirin tamamı şöyle:
 
DÖNÜŞ
 
Dönüşü olmayan bir yolu arar gibi döndün
Ardına bakmadan çıkıp gittiğin kapı açıktı hep
 
Dün, bıraktığın yerdeydi yara bere içinde
Asıldın hayatın kırık koluna unutup tarihi, bileti
Bir kadın kedisini seviyordu gözleri ateş gülü, suskun
Uzun kanatlı bir kuş havalandı çatının birinden
Gördüğü rüyadan korkmuş olmalı ağlayan çocuk
Kiraz ağacının ayağı takıldı rüzgâra
Yaprakları, dalları zangır zangır ayvanın, elmanın
Bir tren geçip gitti birden, oysa buradan hiç kimse gitmedi bir yere
Dalgalar birbirini boğmaya çalışıyordu kumların gözyaşına aldırmadan
Bugün, bıraktığın yerde değil, yoruldu beklemekten
Tek koluyla sarıldı sana rüyalarım, gece karanlığım
 
Dönüşü olan bir yoldu geri geleceğin gelebilseydin
 
 
8 Eylül, Çarşamba
 
Akatalpa’nın kasım sayısında yayımlanacak Deneysel Şiir Dosyası için hazırlık yapıyorum. İstediğim ölçüde dolu bir sayı olmayacak, olamayacak ama, buna da razıyım. Dosya için yeni şiir yollayacağını söyleyen kimi şairlerden bir şey gelmedi. Yazamayacaklarını belirtenler de oldu işlerinin yoğunluğu nedeniyle. Katılanlarla birlikte küçük çaplı bir dosya olacak. Ben de kısa bir girişle selamlayacağım Türkiye’deki deneysel şiiri. Onun için de elimin altındaki kitaplardan yararlanacağım:
 
Ümit Yaşar Oğuzcan’ın hazırladığı Garip Şiirler Antolojisi (1958),
 
Yüksel Pazarkaya’nın Somut Şiir (1996),
 
Murat Yalçın’ın hazırladığı Türkiye’de Deneysel Edebiyat Antolojisi,
 
Yasakmeyve dergisinin eki olarak verilen Avusturya 11. Dünya Savaşı Sonrası Deneysel Şiir Seçkisi (2006),
 
Yine Yasakmeyve dergisinin eki olarak verilen ve Serkan Işın’ın hazırladığı Gürültülü Kâğıtlar (görsel şiir seçkisi) (2007),
 
Şiir-lik’in 18. sayısı, Somut Şiir sayısı.
 
Gibi kaynaklar bana yol gösterecek.
 
Bir de geçen ay yayınına son veren Heves dergilerini tarayacağım.
 
Şiir dünyamızı zenginleştiren bir tavır olarak görüyorum deneysel şiiri. Zaman zaman ben de denedim deneysel şiiri. Kendi şiirimde farklı açılımlar yakaladığımı düşünüyorum deneysel şiirlerle.
 
 
9 Eylül, Perşembe
 
Şeker Bayramı’nın ilk günü. Neredeyse tanıdıklara, akrabalara, dostlara... telefon ederek geçti gün. Ya da bize gelen telefonlara yanıt vermekle. Çocukların işleri nedeniyle pazar gününe kaldı ailecek yiyeceğimiz bayram yemeği. Çat kapı gelen olmuyor burada. Buruk geçen ne çok bayram yaşadık gurbette. Yarın İşadamları Derneği’nin düzenlediği toplu bayramlaşmaya katılacağız.
 
 
10 Eylül, Cuma
 
Referanduma az kaldı. Benim heyecanım ne ki, tüm Türkiye heyecan içinde. “evet” ya da “hayır” arasında bir de sandığa gitmeme var. Sandığa gitmeyenler gelecek anayasanın günah ve sevabına da katlanmak zorundalar.
 
İktidar alıp başını gidecek “evet” oyları fazla çıkarsa. Kenan Evren ve takımını ve o günlerin ünlü işkencecileri bakalım hesap verecekler mi yargı önünde. Toplum nasıl da gerildi iyice. Üçe bölündü tam anlamıyla.
 
Berlin’de sonbahar çok güzel olsa ne olur ki, aklım ülkemde. Burada yurtsuz gibi durup dururken, yurdum aklıma geliyor ve gözlerim doluyor acıyla. Neden iktidara geçenler ülkemi yağmalarlar? Neden yabancılara sattılar önemli kurumları? Neden işgal altında bir ülke görünümünde Türkiye?
 
 
11 Eylül, Cumartesi
 
Bugün Deneysel Şiir yazım için geçtim masamın başına. Kitapları, şiirleri gözden geçire geçire hem bir döküm yaptım, hem de yorum.
 
Deneysel şiir günün şiirine bir tepki. Farklı biçim ve biçem arayışlarının bir sonucu.  Politikaya, günlük yaşama, pek çok şeye tepki bir yerde. Daha fazla düşündürtme, belki de rahatsız ederek dürtme.
 
Parçalanan harfler, dağlan heceler, saçmanın sınırında gezinen dizeler... yeni bir şey söylüyor aslında.
 
Önemli olan bu yeni şeyin ne olduğunu kavrayabilmek.
 
 
12 Eylül, Pazar
 
Akşam hep birlikte nohutlu, etli bamya yedik. Tatilden sonra ailecek bir araya ilk gelişimiz bu. Gözüm bir yandan da televizyondaydı yemek sırasında. Çok çabuk seçim sonuçlarının dökümü ortaya çıktı. Acı son: % 58 evet, % 42 hayır.
 
Onca hayır’lı olsun dileğinin gücü bu kadarmış demek ki. Halkımız yoksulluğu, baskıyı, işsizliği, iktidarın hakim ve savcılar üzerinde kuracağı baskıyı kabul etti demek ki.
 
Türkiye’nin geleceğine duyduğum umudun kanatları yerlerde sürünüyor. Ben bir daha bu kanatları nasıl doğrulturum?
 
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü
DEVLET-ULUSTAN FEDERASYONA, ekitap
Dünyada altın madenciliği nasıl yapılıyor, kazalar ne kadar yaygın?
Afganistan: Aktivistlerden kadınlar için online dergi

AB, Türkiye'ye verdiği mülteci fonunun nasıl harcandığını öğrenemiyor.
Avustralya Dışişleri Bakanı Wong: Filistin'i tanımaya hazırız.
İngiltere'de polis, silah ruhsatı almak isteyenlerin eşleriyle de mülakat yapmaya başladı.
Beterin beteri var!
Sağ popülistler ilk kez AB Parlamentosu'nun kontrolünü ele geçirebilir…

Yoksulluk sınırı bir yılda 24 bin TL arttı.
Türkiye son 20 yılda faize 563 milyar dolar ödedi
Uber Avustralya'da taksi şoförlerine 178 milyon ABD dolar tazminat ödeyecek
Çin 2024 ekonomi hedeflerini açıkladı
Almanya'daki Türk doktor sayısı 2 bin 600'ü geçti

Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.
Franz Kolschitzky: Viyana Kuşatması'ndan Kalan Kahveleri Değerlendiren Girişimci
Kış güneşi arayan Britanyalıların adresi Türkiye

Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL
REMZİ RAŞA’YI ANMAK İÇİN

KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI
TARİHSEL KİŞİLİK
TARİHSEL İNSAN
SÜREÇ VE TARİHSEL ÖZNE

'Yeşil İslam' Endonezya'yı iklim çöküşünden kurtarabilir mi?
İsviçreli kadınlar AİHM'de görülen iklim değişikliği davasında zafer kazandı.
Yorgun dünya artık yavaş dönüyor
Avustralya’daki dev yosun ormanlarını yapay zekâ koruyor
2023'te sıcaklık rekoru kırıldı

Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar
Sanal Gerçeklik, Artırılmış Gerçeklik , Metaverse, Sanal Uzay Nedir?

Bilim insanı Matthieu Juncker ekosistemi gözlemlemek için ıssız adada 8 ay tek başına kalacak.
Beynine çip takılan kişinin düşünceleri 25 dakika boyunca okundu.
14 Mart Pi Günü, Günün Kutlu Olsun Pi !
Tüm canlılar için en ideal sıcak
Avustralya’da 350 kişinin konuştuğu yeni bir dil gelişti

2023'te 282 milyon insan açlık yaşadı.
Servet dağılımı adaletsizliği: Türkiye'de %1’lik kesim servetin %40’ını alıyor
BM Raporu: İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısında soykırım suçu iddiası
Doğurganlık oranında 'büyük düşüş': Ülkelerin % 97'sinde nüfusun azalması bekleniyor
Dünya Mutluluk Raporu yayınlandı: Avusturalya listenin 10., Türkiye 98. sırasında yer aldı.

GEÇİTKALE'DEN GELİYORDU...
GENÇ BİR YAZARA BİRKAÇ TAVSİYE
DEĞİŞİYOR, YOKSULLAŞIYOR
“KİRAZ ZAMANI” SERÇELER, KİRAZ AĞACIMIZ, RAZZİA
Enflasyon Rehberi

UCUZ ET
Hesap
---İST
SANDIK
TAKSİ DURAĞI

İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi
Dünyanın İlk Destan Kahramanı: Gılgamış


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git