A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Tekmil ufuklar kışladı.

Kategori Kategori: Berlin Günceleri | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Gültekin Emre | 06 Ocak 2011 14:13:00

Aç kurtlar kentimize inmemişti ama gözlerimizde bir ıssızlık vardı kar sessizliğini içimize sindirirken. Bu havalarda yollarda kalanlar, kaza geçirenler, sevdiğinden haber bekleyenler, hastanede iyileşmek için umutla dua edenler... sobadan zehirlenenler, sıcak bir çorba pişirecek olanaklardan yoksun olanlar... daha neler neler geçti beynimden.

20 – 26 Aralık, 2010

20 Aralık, Pazartesi
 
Yeniden okul, ama bitti diyorum içimden, bitti! Bitmesi gerekiyor artık bu işkencenin, evet bu benim için artık büyük bir işkence. Kulaklarıma dayanamayacağımdan korkuyorum günün birinde. Kulak çınlamasına dayanamayıp intihar eden ne çok öğretmen olmuş. Onlar gibi olmaktan korkuyorum.
 
Ölümün kendi ellerimden olmamalı. Buna nasıl dayanırım! İki gün sonra son, öğretmenlik yaşamın sona erecek!
 
“Kim de ölüm, gösterir de parmaklar
Almadan gider ölüm.”
(Behçet Necatigil, Ölüm Vakti)
 
 
21 Aralık, Salı
 
Kışı derinden duyumsamamak ne mümkün. Yalnız Berlin değil tüm Avrupa kara teslim oldu. İngiltere tam bir felaketi yaşıyor. Havaalanları açık hava oteli gibi. Uçaklar kalkmıyor, yolcular havaalanlarında bekliyor. Hava yumuşamıyor. Noel yaklaşıyor. Evden dışarı çıkmamak ne güzel böyle havalarda.
 
Çay, kahve konyak nasıl da iyi geliyor böyle anlarda.
 
“Anlarım beni yâd ettiğinizi,
Kendiliğinden ısınınca kabrim,
Güneş çıktığı zaman kış günleri.”
Cahit Sıtkı Tarancı, Kış Güneşi)
 
 
22 Aralık, Çarşamba
 
Bitti! İçimde kuşlar havalandı. Buraya kadarmış öğretmenliğim.Yeni yılda raporlarla doğum gününe kadar daha resmen öğretmenliğim sürecek ama okul yaşamım noktalandı. Ondan sonra emekli öğretmen olacağım. İçimde kış güneşleri hiç sönmeyecek okul, öğrenci kabusu görmeden.
 
“Bir masalı hatırlatıyorsun.
Bulutlar tabaka tabaka dursun,
Güneş ağaçlardan sarkadursun,
Geceden yıldızlar bakadursun,
Bembeyaz gemiler kalkadursun,
İki göz iki çeşme akadursun...”
(Ahmet Muhip Dıranas, Masal)
 
 
23 Aralık, Perşembe
 
“Bu ülkeyi sevmek istiyorum, çünkü bu ülke özlenmek istiyor.”
 
Leyla, bitti.
 
Annesiyle Almanya’ya geldi, Münih’te trenden indi. Kocası Metin onu garda karşıladı ve Berlin trenine bindiler. Önlerinde on saatlik, o zamanlar, yolculuk var. Leyla’nin iki ablası da Almanya’da çalışıyor. Yalnızca Almanya değil, tüm Avrupa ülkeleri yoksul halkımızı kurtardı. Onları belli bir ekonomik ve sosyal düzene getirdi. Çocuklarını eğitti, kendilerini görgü, bilgi sahibi yaptı. Yor yordam öğrendiler içinde bulundukları, yaşadıkları ülkeler sayesinde. Feridun Zaimoğlu’ndan okuduğum ilk roman bu.
 
Sırada Aşk Yanığı var. Ona karşı önyargılıydım ama bu yargım değişmeye başladı romanının dilini, kurgusunu, anlatımını görünce. Türkleri şablon kalıplarda sunmasına engel olamamış. Ayrıca bildiği tüm adet, gelenek, yaşam biçimi, dünya görüşü... olarak ne varsa hepsini bu kitabına boca etmiş. Ardı ardına gelenekler resmi geçidi yaptırıyor kahramanlarına ve olayları dizisine.
 
“Esiyor tane tane yine beyaz bir rüzgâr;
Söyleyin hangi kuşun kanatları yolundu?
Yine hangi ağaçtan döküldü bu yapraklar?”
(Cahit Sıtkı Tarancı, Kartopu)
 
 
24 Aralık, Cuma
 
Bu çok üşüdüğümüz günleri unutacak mıyız ömrümüz bahara çıkabilirse? Ne diyordu Turgut Uyar “Çok Üşümek” üstüne?
 
“Çok üşürdük hep üşürdük üşümekti bütün yaşadığımız
Üşürdü ellerimiz aşkımız sonsuz uzun sakallarımız”
 
Soğukta insanın sakalları da üşüyor gerçekten. Bugün bunu nasıl da derinden duyumsadım kanal boyunda yürürken!
 
Yazın bu karı, karanlık, boz göğü konuşacak mıyız? Yazın geriye dönüp kışa bakmaya gerek duyacak mıyız? Deniz önümüzde uzanırken, sıcaklardan yakınırken kışı niye anımsayalım ki?
 
Ama Turgut Uyar “Kıştan Kalan Soğuklar”ın anımsanacağını imlemiyor mu şu dizelerinde?
 
“yine de kötü bir kış geçirmedik sanıyorum
altın düştü örneğin
karlar beyaz yağdı, direndi uzun zaman
geleceğin sevgisi bir aklık olarak başladı
sevgilim senin ellerin bir keçi sever kadar taze
sevgilim kolera yavaşladı
üstelik birkaç kez de aya gidildi
gelindi bile”
 
Ben bunları düşündüm ama bu gün İsa’nın doğum günüydü. Akrabalar, aileler güzel sofralarda, bir araya geldi ve armağanlar alıp verdiler birbirlerine. Havanın soğukluğu kimin umurunda, gelin gibi süslenmiş çam ağaçları, yanan mumlar, sıcak ve lezzetli yemekler... karı, soğuğu unutturmaya yetmemiş olabilir mi?
 
Soğuklar da unutulur o durmadan yağan kar da, çok üşüdüğümüz de yazın sıcağında.
 
 
25 Aralık, Cumartesi
 
Yemeğimizi baş başa yedik Rahime’yle. Emre’yle kız arkadaşı Avusturya’da. Dirim de evde yoktu, o da kız arkadaşıyla birlikteydi.
 
Bir yandan şarabımı içtim, bir yandan da Hanımın Çiftliği’ne baktım, baktık. Sahtekâr avukatın kendisi hakkında ne dolaplar çevirdiğini ve Kemal’in kendisini tüm uyarmalarına karşı nasıl kulaklarını tıkadığını geç de olsa anladı Güllü.
 
Kar, un serpeler gibi yağıyor. Sokak lambasından buzlar sarkıyor.
 
Ahmet Arif’in “Karanfil Sokağı” şiirindeki şu dörtlük siyasi anlam içeriyor ama, bir yandan da coğrafi bir yanı da yok değil bu dizelerin:
 
“Tekmil ufuklar kışladı
Dört yön, onaltı rüzgâr
Ve yedi iklim beş kıta
Kar altındadır.”
 
Berlin’in her santimetre karesi de kar altında. Karın kalınlığı 33 santimmiş. Bu nasıl kış böyle!
 
 
26 Aralık, Pazar
 
“Kar beyazı bir gündü,
Kurt kasabaya indi.”
 
Sabahattin Kudret Aksal’ın bu iki dizesi nasıl da insanın içine işliyor!
 
Bugün, gerçekten de “Kar beyazı bir gündü”. Gökle, yer aynı renkteydi.
 
Aç kurtlar kentimize inmemişti ama gözlerimizde bir ıssızlık vardı kar sessizliğini içimize sindirirken. Bu havalarda yollarda kalanlar, kaza geçirenler, sevdiğinden haber bekleyenler, hastanede iyileşmek için umutla dua edenler... sobadan zehirlenenler, sıcak bir çorba pişirecek olanaklardan yoksun olanlar... daha neler neler geçti  beynimden.
 
Hüzünlendim.
 
Sabahattin Kudret Aksal’ın şu dizeleri günümü bir başka yöne çevirmeye yetti:
 
“Bulutların akışında
Sararmış akşamlar uçuk
Koşuşup mangal başında
Oturmuşlar çoluk çocuk
 
Bulgur buğday yulaf yufka
Çevrilmişçe kuşatmada
Leylek gelip konsun ufka
Bekleyerek tek odada”
                              (Bekleyenler)
 
Ülkemin yarısının fotoğrafları bu dizelere yansıyanlar. Gelecek yıl da değişmeyecek bu fotoğrafların çekildiği dar odalar, yoksul evler, hastalıklı yüzler, umutsuz gözler...
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







İşçiyi Bırak Kutlasın
Erişim engeli sonrası X'te Ekrem İmamoğlu akımı
Papa Françesko yaşamını yitirdi.
Yunanistan Türk yatırımcıların adalara ilgisinden endişeli
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'den Avrupa'ya İmamoğlu ile dayanışma çağrısı

Hint - Pasifik'teki Güç Oyunları: Dörtlü İttifak ve Deniz Hakimiyeti İçin Mücadele
Suriye, Irak ve İran'daki PKK uzantıları ne olacak?
Hindistan-Pakistan Savaşı Senaryosu
Hindistan - Yeni Zelanda: Sessiz ama Kritik Bir Ortaklık
Gazze'de gıda stokları tükendi: Açlık krizi derinleşiyor

Trump: Çin'den ithal edilen mallara uygulanan gümrük vergisi oranı % 125'e çıkarılacak
Trump yeni gümrük vergisi tarifelerini açıkladı.
Avrupa’nın en az et yiyen ülkesi Türkiye: Fiyatlar 5 yılda % 1230 arttı!
Türkiye'de ekonomi bir kez daha belirsizlik döneminde
ABD-Çin hattında ticaret savaşı: “Soğuk Savaş’tan beri görülmemiş bir rekabet”

Avrupa gözünü ABD'li akademisyenlere dikti.
Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü

Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN

Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham

Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.

Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…
Çin'in 10 yıllık yüksek teknoloji planı nasıl işledi?
Devrimsel Bir Teknoloji: Kaykay Şasi

NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.

UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez
Af Örgütü: Türkiye'de yargıya müdahale derinleşti
"Türkiye'de gazeteciler baskı ve yıldırma ile karşı karşıya"
Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından 2024 yılı yolsuzluk algı endeksi açıklandı!

İKİ DİRENİŞ
Bu sistemdeki bir kusur değil, sistemin kendisi
Post-truth dünyada adalet nedir?
1919-1922'de Bir Mayıs’lar, Gösteriler, Yürüyüşler
Türkiye halkı otokrasiye direniyor. Sessizlikten daha fazlasını hak ediyorlar.

ŞEHR-İ İSTANBUL
MECLİS PAKETİ
Bir Fırtına Tuttu Beni
MAGNA CARTA
KURBANIM BUGÜN

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git