A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Hızlı büyüme, artan tedirginlikler

Kategori Kategori: Türkiye | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Prof.Dr. Korkut Boratav | 09 Nisan 2012 23:06:44

TÜİK 2011'de Türkiye milli gelirinin yüzde 8.5 oranında artmış olduğunu tahmin etti. Son verilere göre Türkiye ekonomisi bir durgunluk (2008), bir de küçülme (2009) yılından sonra, üstüste iki yıl hızla (yüzde 9.2 ve yüzde 8.5 oranlarında) büyümüş oluyor.

Bu parlak başarıya rağmen hükümet çevrelerinin tedirginlikleri nereden geliyor? İki neden var. Birincisi, cari işlem dengesiyle ilgili... 2010’da Türkiye dış dünyaya karşı 46.6 milyar dolar açık veriyordu ve bu tarihsel bir rekordu. Bu açık bir yıl içinde dörtnala (üçte iki oranında) tırmandı; 2011’de 77.1 milyar dolara ve dolarla hesaplanan milli gelirin yüzde 10’una ulaştı. Bu durumun “sürdürülemez” olduğunu, elbette iktidar da algılayacaktı.

İkinci tedirginlik nedeni, geçen yılın son aylarında Avro Bölgesi krizine bağlı olarak uluslararası finans piyasalarındaki bozulmaların Türkiye’ye de yansımasıyla ilgili. Bu soruna, yazının sonunda döneceğiz.

***

Son iki yılın milli gelir hareketlerini ana harcama kalemlerine ayrıştırarak ve aşağıdaki tabloya odaklanarak gözden geçirelim. Birkaç cümleyle tablonun öğelerini açıklayalım: “Harcamalara göre gayri safi yurt içi hasıla”, özel tüketim, devlet tüketimi (cari devlet harcamaları), yatırım ve ihracat kalemleri toplamından ithalat çıkarılarak tahmin edilir. Tablodaki milli gelir de (sabit, yani 1998’e ait fiyatlarla) böyle hesaplanmaktadır. Dış ticaret öğeleri ise, hem mal, hem de hizmet ihracat ve ithalatının TL değerlerinden oluşur.

Kısa vadede büyümeyi belirleyen ana etkenin, dış kaynak hareketleri olduğunu öteden beri vurguluyoruz. Tablonun son sütununda Türkiye ile dış dünya arasındaki yerli, yabancı, kayıtlı, kayıt-dışı sermaye hareketlerinin toplamına bu nedenle yer veriliyor.



***

Tablodaki iki yıllık hareketlere baktığımızda, milli gelirin 2011’deki artışına yol açan en önemli harcama ögesinin yüzde 17’lik yükselme ile yatırımlar olduğu anlaşılıyor. Bu, olumlu bir gelişme olarak görülebilir; zira, ekonominin büyüme potansiyelinin belirlenmesinde yatırımlar ön planda gelir.

Ancak, kriz ve canlanma dönemlerinde milli gelirin en şiddetle dalgalanan kalemi de yatırımlardır. Örneğin ekonominin önce durgunlaşıp, sonra da yüzde 4.8 oranında küçüldüğü 2008-2009’da yatırım harcamaları yüzde 24 oranında daralmıştı. Sonraki iki yılda yatırımlar bu çöküntüyü telâfi ederek yükseldi.

Bir de biraz daha uzunca bir dönem içinde cari fiyatlarla sabit sermaye birikiminin milli gelir içindeki payına göz atalım: Bu oran 2011’de yüzde 21.9’dur ve o yıldaki artışa rağmen, yeni milli gelir hesaplarının başlangıç yılı olan 1998’deki yüzde 22.9’lık orana bir türlü ulaşamamıştır. Türkiye’de sermaye birikim oranının yetersizliği, uluslararası krizden etkilenmeyen Asya’lılarla karşılaştırıldığında ortaya çıkıyor. Yatırımların milli gelirdeki payları, G.Kore, Endonezya, Hindistan’da yüzde 30-37 arasında seyretmekte; Çin’de ise yüzde 48’e ulaşmaktadır.

Türkiye’nin 2011’deki yüksek büyüme hızına katkı yapan ikinci ana öğe, yüzde 7.7’lik artış oranıyla özel tüketimdir. Kısa vadeli hareketleri bir yana bırakarak, bir kez daha geçmişe bakalım. Neoliberalizm, 1998 sonrasında, Türkiye ekonomisine tüketimin sürüklediği bir büyüme süreci “armağan” etmiştir: Cari fiyatlarla özel tüketimin milli gelir içindeki payı, 1998 ile 2011 arasında yüzde 66.5’ten yüzde 71.1’e yükselmiştir. Burjuvazinin toplumsal hasıladan payı ve dolar milyarderlerimizin sayısı yükseldikçe tüketim de tırmanmakadır. Madalyonun diğer yüzü, “ulusal” tasarruf oranlarının erimesidir. Yatırım oranları aşınırken tasarrufların daha da hızla düşmesi, kaçınılmaz olarak cari dengenin bozulmasına yol açacaktı. 1998-1999’da dış fazla veren bir ekonominin 2011’de 77 milyar dolarlık dış açığa sürüklenmesinin ardındaki etkenlerden biri de budur.

2011’de büyüme hızını frenleyen etkenler de var: Sadece yüzde 4.5 oranında yükselen devletin cari harcamaları (örneğin personel giderleri) ile dış ticaret… Mal ve hizmet ihracatının artışı (yüzde 6.5), ithalattaki artışın (yüzde 10.6’nın) çok gerisinde kalmıştır. Demek oluyor ki Türkiye, dış ticaret açığı nedeniyle dış dünyaya (örneğin Çin’e, Kore’ye, Japonya’ya) giderek artan boyutlarda katma değer ve istihdam taşımaktadır.

***

Tekrarlayalım: İç talep artışlarını tetikleyen ana etken dış kaynak hareketleridir. 2011’de de toplam sermaye hareketleri bir önceki yıla göre yüzde 26,6 oranında artmış; 75 milyar doları aşmış ve yüzde 8.5’lik büyüme temposunun ana belirleyicisi olmuştur.

Bu noktada, hükümet çevrelerini tedirginliğe sürükleyen etkenlerden ikincisine dönelim: Uluslararası finans piyasalarındaki bozulmaların Türkiye’ye yansıması ve dış kaynak hareketlerinin gerilemesi... Toplam sermaye hareketleri, Ağustos 2011’den sonra gerilemeye başladı. Bu olgu, ilk yedi ayın yüksek tempolu dış kaynak girişleri sayesinde 2011 toplamlarında gözlenmiyor. Ağustos 2011 ile (son verilere sahip olduğumuz) Ocak 2012’i kapsayan altı aylık net sermaye girişlerine bakalım ve on iki ay öncesiyle karşılaştıralım: Yüzde 47 oranında bir gerileme belirliyoruz. 2011’in son üç ayında büyüme hızının yavaşlamasının (yüzde 5.2’ye inmesinin) ana nedeni budur.

Bu bozulma döviz piyasalarına yansıdı. Merkez Bankası önce rezervleri eriterek durumu idare etti; sonra Avrupa Merkez Bankası’nın ucuz kredi pompalamasının Türkiye’ye taşmasına umut bağlandı.

Kısacası, dış kaynak baskısının 2012’de büyümeyi aşağı çekmesi kaçınılmazdır. Bu, iktidarın daraltıcı para ve maliye politikalarından değil; “kendiliğinden”; yani, uluslararası sermaye hareketlerinin yavaşlamasından kaynaklanacaktır. Küçülmeye yol açan bir “sert iniş” senaryosu da gündemdedir. Ne kadar olası? Bugünden öngörü yapamıyoruz

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Papa Françesko yaşamını yitirdi.
Yunanistan Türk yatırımcıların adalara ilgisinden endişeli
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'den Avrupa'ya İmamoğlu ile dayanışma çağrısı
Yüzlerce öğrenciden ABD'yi terk etmeleri istendi.
Avrupa'da İmamoğlu çıkmazı: Çıkarlar mı değerler mi?

Gazze'de gıda stokları tükendi: Açlık krizi derinleşiyor
Suriye nasıl kutsallaştırıldı? Suriyeliler umutlu olabilir mi?
Penguen ve foklara da vergi uygulaması…
Trump'ın politikaları ABD'nin 50 eyaletinde protesto ediliyor.
Dünyadaki boykotlar: Kim neyi hedef aldı?

Trump: Çin'den ithal edilen mallara uygulanan gümrük vergisi oranı % 125'e çıkarılacak
Trump yeni gümrük vergisi tarifelerini açıkladı.
Avrupa’nın en az et yiyen ülkesi Türkiye: Fiyatlar 5 yılda % 1230 arttı!
Türkiye'de ekonomi bir kez daha belirsizlik döneminde
ABD-Çin hattında ticaret savaşı: “Soğuk Savaş’tan beri görülmemiş bir rekabet”

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN
Oxford Sözlüğü yılın kelimesini seçti: Beyin çürümesi
"İNEK BAYRAMI" ekitap

Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham

Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.

Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…
Çin'in 10 yıllık yüksek teknoloji planı nasıl işledi?
Devrimsel Bir Teknoloji: Kaykay Şasi
Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke

NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.

"Türkiye'de gazeteciler baskı ve yıldırma ile karşı karşıya"
Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından 2024 yılı yolsuzluk algı endeksi açıklandı!
Türkiye OECD’de gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu 4. ülke
2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.

Kakao Endüstrisinde Çocuk İşçiliği: Tadı Kadar Tatlı Değil
Dan O’Dowd, Tesla’nın Zehirli Kültürü, Başarısız Abartı ve BYD’nin Yükselişi Üzerine
ANALAR(IMIZ) SİZLER ÇOK YAŞAYIN
Amerika dış yardım yumuşak gücünden vazgeçiyor mu?
Zelenski: Kolezyum Politikasının Kurbanı

KURBANIM BUGÜN
KAZ DAĞI
GÜNÜN HABERİ
NE İSEN O
KILAVUZ KARGA

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git