A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Yaşadıklarımdan Öğrendiğim

Kategori Kategori: Yaşam | Yorumlar 4 Yorum | Yazar Yazan: Deniz Günal | 11 Aralık 2007 13:07:19

Üniversitede iken en sevdiğim şiir, Ataol Behramoğlu'nun 'Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var' şiiriydi. Yalnızca benim değil o dönem bütün arkadaşlarımın da başucu şiiriydi.

En çok da
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
dizelerini severdim. Yaşama coşkusu evet ama asıl dize aralarında gizli isyana bakın! Böyle bir şiir yazmak, hayata armağan etmek ne büyük mutluluktur.
Çok yıllar geçti. Ben de yaşadıklarımdan bir şeyler öğrendim. Çok şey de unuttum. Yaşamak zaten öğrenme unutma anımsama yeni şeyler öğrenme zinciri.
Yaşadıklarımdan benliğime işleyen şeyler var bir de. Unutmamın olası olmadığı. Beynimin işleyişini etkileyip düşüncemi biçimlendiren. Bunlardan biri günümün yani hayatımın yarısını geçirdiğim iş hayatında öğrendiğim çok önemli bir olgu.
Bir şeyleri başarmak, ilerlemek, gelişmek, yapmak etmek istiyorsak ‘yöntem’ edinmenin ‘yöntem’ kullanmanın gerekliliği.
Yöntemli düşünmek için hiç de derin akademik çalışmalar yapmak, bir fizikçi ya da has iş adamı dehasına sahip olmak gerekmiyor. Tüm gereken farkında olmak ve bilmek.
Diyelim ki üniversiteye girmek istiyoruz. Ya da tatile çıkmak. Ya da bir yemek daveti vereceğiz. Ev değiştireceğiz. Araba alacağız….
Kendimize sorabileceğimiz bazı sorular yöntemli düşünmek, davranmak için alt yapımızı bir çırpıda oluşturacaktır.
  • Amacımız nedir?
  • Hedeflerimiz neler?
  • Amacımıza ulaşmak için belirlediğimiz hedefleri hangi yollardan gerçekleştireceğiz?
  • Karşılaşacağımız sorunları, riskleri belirledik mi?
  • Varsayımlarımız neler?
  • Kaynaklarımız neler?
  • Kaynaklarımızla ilişkilerimizi nasıl kuracağız?
  • Başarı ölçütümüz nedir?
Hafta sonları ev temizlerken bile böyle düşündüğümün ayrımına vardığımda çok eğlendim kendimle. Bu kadar da olmaz ki dedim! Rahatla, kendine gel dedim! Ama beyin proğramı kapmış bir kere, vazgeçmiyor.
Bazı haftasonları hiç bir şey yapmadan, çok ama çok tembel olmak istediğimde bile hemen yöntem işliyor.
  • Amacım: Cumartesi sabahtan akşama hiç bir şey yapmamak.
  • Hedeflerim: Ev süpürülmeyecek. Alışverişe gidilmeyecek. Çamaşır yıkanmayacak. Çocuklar parka götürülmeyecek. Yalnızca müzik dinlenecek. Filim izlenecek. Hatta en aptal dizi filmlere baygın baygın bakılacak. Gerekirse kıpırdamamak için yemek de yenmeyecek.
  • Amacıma ulaşmak için, ev halkına amacımı bildireceğim.
  • Karşılaşacağım en büyük sorun kocamın ve çocuklarımın bu durumdan hiç hoşlanmayacağı. Özellikle de ufak oğlan annesinin tembellik amacını hiç mi hiç iplemeyecek.
  • Karşılaşacağım en büyük risk de, tembellik dönemimin sonunda evin çıldırmadan temizlenemeyecek kadar batabilecek olması.
  • Kaynaklarım: Elbette ev halkı, ve de çok korkutucu bir ses ve bakışla ev halkı üzerinde terör estirebilme yeteneğim. –Yok o kadar da değil! Kaynaklarımla ilişkilerim iyidir. İşte bir varsayım! -
  • Başarı ölçütüm: Cumartesi akşamı 6 km koşuma başlamadan önce son derece diri, neşeli, mutlu olabilmem. Koşu sonunda daha da mutlu, enerji dolu olmam.
Sonra… Anne hayatına ev de düzenine geri dönecek. MUTLU SON!
Hiç de zor değil mi. Gerekli mi? Belki değil ama bu beyin artık böyle işliyor.
Yine de geçen yıl, üç kuşak Ozi ama Norveç kökenli olduğu için Skando diye çağırdığımız iş arkadaşım bana 2007 yılı hedeflerinin çizelgesini gösterdiğinde şaşırdım. Çok eğlendim. Skando, her yıl sonunda o yılın hedeflerini gözden geçirip neleri başardığını değerlendirdiğini, sonra da bir sonraki yılın hedeflerini belirlediğini söyledi. Çizelgesine baktım. Çok hoşuma gitti. Önemlerine göre puanlanmış, sıraya sokulmuş, karşılarına hedef tarih, gerçekleştirme yüzdeleri işlenmiş bir çizelge. Basıp verdi bir tane. Hedefleri arasında, her ay bir Haiku yazmak, eşi Mary’nin ailesiyle daha rahat konuşabilmek için Yunancasını geliştirmek, model tren setine yeni istasyonlar eklemek, haftada dört gün spor yapmak, Ortaçağ Avrupa kaleleri konusunda makale koleksiyonu oluşturmak, kitap tanıtımları yazmak da vardı.
Uzun bir sure sıkıldıkça Skando’nun hedef çizelgesine bakıp eğlendim. Ama kendi 2007 çizelgemi yapmadım. Bunun bir nedeni işte yöntemlerle yeterince kafayı yemiş olduğumu savunarak ‘özel hayatımda yöntemle işim olmaz’ diye bir iyice Türk’lük yapmaktı. Sonra anımsadım ki, ben 16 devlet kurmuş bir ulusun çocuğuydum. Yöntemsiz devlet kurulmazdı. Fakat sonra yine ayrımsadım ki, büyük bir olasılıkla ben bu devletleri kuran değil yıkanların kanından geliyordum. Hedefle yöntemle ne işim vardı!
Tüm bunlar bir yana. Geçen yıl bir tek amacım vardı, asıl sorunsa o amaca ilişkin hiç bir hedef belirleyemiyor oluşumdu.
Amacım mı? Hayatın anlamını bulmak, bir daha hiç aramama gerek olmayacak gibi tüm hücrelerimde duyumsamak, o anlamlı hayata doğal yani kendiliğinden ait olmaktı. Bir türlü olmuyordu. Ne ben anlamı ne de anlam beni buluyordu. Ta ki, Sevgili Mustafa Alagöz, ‘anlam aranmaz, yaratılır ve yaşanır’ diyene dek. Böylece, olan ya da olmayan bir anlamı dışarda arama serüvenim ya da serüvensizliğim noktalandı. Mutluluk içinde anlamımı nasıl yaratacağım, ne yaratacağım tasasına düştüm.
Artık 2008 yılı hedefleri çizelgemi yapabilirim. Onu hatta hemen şimdi düşünmeye başlıyorum.
Hedef 1: Edip’le Bitlis Köy okulu öyküleri yazılacak ve Şubat ayında Ayorum’da yayımlanmaya başlayacak. Birincil önem.
Hedef 2: Semender Yayınevinin kitapları baskıya hazırlanacak. Mart Ayına değin. İkincil önem.
Hedef 3: Görkem’le ‘Being Shadowed’ un son iki sahnesi yazılacak. Haziran başı. Çok önemli.
Hedef 4: İstasyon Öyküleri bitirilecek. Ekim sonu. Çok önemli.
Hedef 5: Okuma heyecanı, keyfi sunan 40 kitap listesi oluşturulacak. Kitaplar edinilecek. Okunacak. Okuma zevklerine güvenilen dostlara danışılacak. Yıl sonuna değin. Çok çok çok önemli. -Çünkü uzun süredir okuma keyfimin içine edilmiş durumda. Pazarda ne kadar çorap çeşidi varsa o kadar da kitap çeşidi var. Her renk boy nitelikte.-
Hedef 6: Yedi çiçek öğrenilecek. Öyle ki hayat hikayeleri kendi anılarım kadar yakın olmalı ruhuma. Temmuz sonuna dek. Önemli. –Niye mi! Dünyaya doğaya daha yakın duyumsamak istiyor olabilirim. Ya da bir nedeni yok.
Hedef 7: Arda ile istediği masalları yazıp çizmeye başlayacağız. Eylül sonu. Çok ama çok önemli. –Bu çok eğlenceli olacak. Şimdiden Arda’nın sık sık konuyu, başı sonu kuralları değiştirip, ben isyan edersem who is the boss? you are not the boss! I’m the boss of myself. deyişini duyabiliyorum..
Hedef 8: Klasik müziğe ait olmayan müzik çalgıları ile çalınan klasik müzik yorumları üzerinde araştırma yapılacak. Bu yoğun, saf müzik keyfi için. Yıl sonuna değin. Çok önemli.
Fena olmadı. Bu liste üzerinde biraz daha çalışırsam, önümüzdeki yılın Deniz haritası çıkmış olacak. Hayattan ne istediğini bilmek insana güven veriyor. Güven mutluluğu doğuruyor.
Elbette gerektikçe hedef listemi gözden geçirip, değiştirme keyfiyetim var.
Liste ve de hayat benim değil mi?
2008 yılına muhabbetle girmenizi dilerim. Hayata, insana inancınız hiç eksilmesin. Siz de hedef listenizi paylaşmak isterseniz, buyrun yorumlara!
Ve ne demiş şair:
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 3 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

Tülin Kaynak { 28 Aralık 2007 06:33:01 }
Sevgili Deniz,
Nihat abinin önerisi ile Erhan Bener yazısını okumak için girdim siteye. Yazi bitince sagdaki listeden en cazip gelen basligi tikladım ve yazanin kim oldugunu bilmeden okudum yaziyi.Bu harika yazının altindan da sen ciktin.
Sabahıma guzellik, yeni seneme enerji kattin. Hissettigim ictenlikle
deniz gunal { 17 Aralık 2007 12:22:29 }
bu mustafa alagoz'e bir mektupdur.

sevgili mustafa, sagolun beni durtuklediniz.

yasamin -ya da tanrinin diyelim- elinde sonsuzluk var. yarattigi guzel olmazsa baskasini deniyor. o da olmazsa baskasi. guzel dedim ama... demem insanin gunluk guzellik anlayisi ile guzel degil. aslinda MUHTESEM demek istedim. yani uyumlu, saglikli, dayanikli, degisebilen, ve cok guzel.

zamanin bir yerinde 60-70 yillik bir yasam suresine kayitli insanin elinde ne var? tek luksumuz! bu zavalliligimizin farkinda olmamiz! bilinclilik yani. kederini yalnizca yaratarak dindirebilen farkinda insan!

benim anladigim o ki, caglar boyunca, toplumlarin yarattiklari tum buyuk yapitlar -yani zamana direnen- disiplin ve iscilik ya da kisaca emek uzerinde yukselmis.

bireylerin yarattiklari da oyle.

akil ve bilgi, disiplin ile, cok calisma ile var olmus.

sanatcilar ilahi esinle calisan ureten insanlar degiller ki. ilahi esin dedigimiz aslinda basit bir durtuklenme. ama sanatci -yani rahatsiz insan-
abartiyor. normal insanlar da surekli o durtuklenmeyi yasiyorlar, ama onlar baslarini ya da sirtlarini kasiyip birakiyorlar. sanatci birakamiyor. altini ustunu esiyor desiyor bunu yapabilmek icin iyice donanimli olmasi gerek. sonunda o durtuklenmeden kisa bir sure de olsa rahat soluk alabilecegi bir ferahlik cikariyor.

buraya kadar siparisle haiku yazilir, roman, oyku, siir yazilir demek istedim.

cunku bakin. siz bir sey soylediniz bana, ben oturdum, yine ne soylemek istediysem onu soyledim. :-)

doguda da batidaki kadar cok yalnizlik var bence. sorun odakli olmakta degil. odagin nerede oldugunda.

ben de sizi durtukledim mi bilmem!

sevgilerle, denizlerin kizi
mustafa alagöz { 16 Aralık 2007 15:47:28 }
Gelişmiş ülkelerde baştan sona programlanmış caddeler, parklar, toplumsal-ekonomik programlar var; şıkır şıkır işliyor; fakat bol miktarda uyuşturucu tutkunu, çokça yalnızlık var, çok sayıda intihar var. ...?
"Sonuç odaklı yaşam" insanı meranizmaya ve programa mahkum etmez mi? Belirlenmiş hedeflere kilitlenmiş birey, sonuca doğru yol alırken sürecin güzelliklerini heba etmez mi? ama madem ki "gelecek" var o zaman programda olmalı. Bu paradoksun içinden nasıl çıkacağız? Siparişle Haiku yazılır mı? Siparişi veren sen olsan bile? (Kolay gelsin!)
nihat ziyalan { 13 Aralık 2007 09:51:17 }
sevgili deniz kizi,

bu guzel yazi icin kutlarim seni.

bu yil dostlugun onemini daha bir anladim.

onumuzdeki yil da dostluk kavraminin pesinde suruklenmek isterim.

her zaman soylerim:

insan dostlariyla vardir.

ben de sana, ailene, 2008`de sevindirici, hedefe varmis veya yaklasmis gunler dilerim.

dostlukla.

nihat abin
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Papa Françesko yaşamını yitirdi.
Yunanistan Türk yatırımcıların adalara ilgisinden endişeli
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'den Avrupa'ya İmamoğlu ile dayanışma çağrısı
Yüzlerce öğrenciden ABD'yi terk etmeleri istendi.
Avrupa'da İmamoğlu çıkmazı: Çıkarlar mı değerler mi?

Gazze'de gıda stokları tükendi: Açlık krizi derinleşiyor
Suriye nasıl kutsallaştırıldı? Suriyeliler umutlu olabilir mi?
Penguen ve foklara da vergi uygulaması…
Trump'ın politikaları ABD'nin 50 eyaletinde protesto ediliyor.
Dünyadaki boykotlar: Kim neyi hedef aldı?

Trump: Çin'den ithal edilen mallara uygulanan gümrük vergisi oranı % 125'e çıkarılacak
Trump yeni gümrük vergisi tarifelerini açıkladı.
Avrupa’nın en az et yiyen ülkesi Türkiye: Fiyatlar 5 yılda % 1230 arttı!
Türkiye'de ekonomi bir kez daha belirsizlik döneminde
ABD-Çin hattında ticaret savaşı: “Soğuk Savaş’tan beri görülmemiş bir rekabet”

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN
Oxford Sözlüğü yılın kelimesini seçti: Beyin çürümesi
"İNEK BAYRAMI" ekitap

Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham

Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.

Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…
Çin'in 10 yıllık yüksek teknoloji planı nasıl işledi?
Devrimsel Bir Teknoloji: Kaykay Şasi
Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke

NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.

"Türkiye'de gazeteciler baskı ve yıldırma ile karşı karşıya"
Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından 2024 yılı yolsuzluk algı endeksi açıklandı!
Türkiye OECD’de gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu 4. ülke
2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.

Kakao Endüstrisinde Çocuk İşçiliği: Tadı Kadar Tatlı Değil
Dan O’Dowd, Tesla’nın Zehirli Kültürü, Başarısız Abartı ve BYD’nin Yükselişi Üzerine
ANALAR(IMIZ) SİZLER ÇOK YAŞAYIN
Amerika dış yardım yumuşak gücünden vazgeçiyor mu?
Zelenski: Kolezyum Politikasının Kurbanı

KURBANIM BUGÜN
KAZ DAĞI
GÜNÜN HABERİ
NE İSEN O
KILAVUZ KARGA

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git