A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Atam ve Kadın

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 11 Kasım 2012 21:33:25

Siz şiir sever misiniz? Şiir benim sevdiğim edebiyat dallarından bir tanesidir. İnsanların hissiyatlarını kelimelerin ritmi ile uygun ifade etmesinden meydana gelen ifade tarzı olarak nitelemekteyim. Sevgi ve duyguların kelimelerin ahengine uygun sıralanması da denilebilir. Genç delikanlı yaşlarımda duygularımı kelimelere dökerek şiir denemelerim olmuştu.

Düşünüyorum, o tarihte bu gün gibi erkek ve kızların beraber aynı okula gitmediği, kız ve erkeğin el ele bile tutuşamadığı dönemlerde, kaleme aldığım duygularım, benim için çok şeyler ifade etmekteydi. Delikanlı çağımın hissiyatı benim için çok özeldi. Kimse ile paylaşmak istemezdim.  

Geçenlerde çok saydığım Türk Sanat Musikisinde önemli bir bayan ses sanatçısı ile sohbet ederken, hayat hikayesinden bir kesiti benimle paylaştı. Daha henüz 14 yaşında baskılar sonucunda evlenmiş olduğunu anlattı . Bir genç kızın daha henüz  çocukluktan genç kızlığa geçiş yaşları olan 12-14 yaş arasında, bedeninde biyolojik fırtınaların koptuğu, duyguların değişmeye başladığı bir yaşta, bir genç kızın evlenmesi kadar ağır bir başka travma ne olabilir diye düşünmekteyim.

Eğitimini yarıda kesmiş, okumayı bırakmış ve çocukluktan kurtulup  genç kızlığa geçişinin başında evlenmiş. Evlilik döneminin başlarında çok büyük sıkıntılar geçirdiğini ifade ederek, peşinden 16 yaşında ilk çocuğunu kucağına aldığını söyledi. Bizler orta okul çağlarımızda oynarken, o kucağına çocuğunu almış, anne olarak  omuzlarına çok ağır yükler binmişti. Bizler okulda okurken genelde düşüncelerimiz  ders, oyun, sinema, dans gibi konularla meşgul olurken, o anne olarak çocuğun kendisi, maması, altına bağlanan bezi, hastalığı, giysisi  gibi konularla uğraştığını anlattı.

Bu günkü gibi çocukların altına bağlanan bir seferlik kağıt bezler olmadığı dönemlerde, T şeklinde bez bağlanır, kirlendiği zamanda sabunla elde yıkanırdı. O tarihte evlerde çamaşır makinaları bile olmadığı için, bütün çamaşırlar elde granül sabunla yıkanır, kadınların elleri sudan pek çıkmazdı.

Bu hikayeyi dinlediğim tarihlerde, yine aynı yöreden bir başka bayanın hayat hikayesinden bir kesit dinledim. Tirilye kasabasına yakın bir köy olan Siği köyünden benzer bir hikaye idi. Yine çocukluktan genç kızlığa geçiş döneminin hemen başında, muhtarın oğlunun isteği ile, daha genç kızlık dönemini yaşamadan evlendirilir. Daha bir kaç günlük evlilik içinde kocasının annesi ile olan olumsuzluklar sonunda, kocası tarafından şiddete maruz kalması çok hazindir.

Çocuk denecek yaşta, akranlarının sokakta oyun oynadığı yaşlarda, kocası tarafından her akşam, çok basit konularda hırpalanması, bir genç kadının karşılaşabileceği en acı deneyim olsa gerek. Aile baskısı, mahalle baskısı, aile tarafından baba evine geri dönme yollarının kapalı olması kadar ağır ne olabilir ki!

Çocuk yaşta hamile kalıp, ilk çocuğunu kucağına aldığında, daha hayatı tanımadan anne olur. Şuur altında bunu bir korunma kalkanı olarak kullanmayı düşünmüş bile olduğuna inanmaktayım.  Çocuk olduğunda, şiddetten kurtulurum düşüncesinin ona pek yaramadığını kısa zamanda anlar. Kocası tarafından şiddete maruz kalması  durmaz. Bir başka kurtuluş yolu olarak seçtiği Almanya’ya işçi olarak gidişi, ayrı bir macera olarak yaşanmış hayatının bir başka kesiti idi.    

Her iki hayat hikayesi bir birine o kadar benzemekte ki, dönem olarak aynı senelere rastlamakta, hatta aynı yörede yaşanmış olması ilginçtir. Bizim aile içi yaşamlarımızda yukarıda kısa olarak anlatmaya çalıştığım yaşam kesitlerinden henüz kurtulmuş olduğumuzu düşünmemekteyim. Her gün bu hadiselere benzer hadiseler, ülkemizde yaşanmakta. Çocuk yaşta evlatlarımız evlendirilip, toplumun içinde itilmekte, kadına şiddet giderek artmakta.

Yurdum insanı yaşamındaki ağır koşullar içinde çıkış yolu bulamadığı zaman, zaten yıpranmış olan ruh yapıları içinde, cinnet geçirmekte ve muhakemesi zaten zayıf olan bu insanlar, aklın kısa devre çalıştığı anda cinnet geçirmekte ve ailesini, hatta çocuklarını bile katledecek hale gelmekteler. Yaşadığımız hayatın kolay olmadığını bilmekteyiz.

İnsanımızın büyük bir bölümü cahil olduğuna inanmaktayım. Büyük usta Aziz Nesin doğru olabilir. Değer yargıları, bir torba kömür, bir poşet pirinç, bir küçük paket kahve, bir somun ekmeğin içine sıkışmış bulunan benim yurdum insanı ne yapsın? Bir de bu dar beyinlere ‘’en az üç çocuk yapmanızı isterim‘’ diye talimat verilirse, himmete muhtaç olan bizim vatandaşın, beyindeki kartlarında kısa devre olunca cinnet geçirmesi an meselesi. Bu denklemi çok iyi anlamak gerekir.

Atam rahmetlik, iktidar sahiplerinin şahsi menfaatlerinin, müstevlilerin siyasi emelleri ile tevhid edilmemesini öngörmüş. İşte bu nedenle toplumun daha dikkatli olması gerekir. Bakın bu gün olmasa bile yarın, bu iktidar sahiplerinin, tekke ve zaviyelerin kapatılması  konusunda, Cumhuriyetin kazanımlarından olan 30 Kasım 1925 de kabul edilen kanunu iptal edecek bir kanunu, bu ülkeye dayatabilmelerinin göz ardı edilmemesi gerekir diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 2 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Barınma Krizi Değil, Sınıf Savaşı, Türkiye’de Konut, Kira ve Kentsel Dönüşüm Üzerinden Yürütülen Sessiz Tasfiye
Karadeniz Alarm Veriyor, İHA Olayları, Tanker Patlamaları ve Sessizce Derinleşen Bir Güvenlik Krizi
Kahramanmaraş’ta Polis Tatbikatı ve Toplumsal Çatışmanın Anatomisi
Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?

Narva’da Sessiz İhlal, Rus Sınır Muhafızları Estonya Toprağında, Dünya Yine Seyirci
Avustralya'dan Bondi Plajı saldırısı sonrası silah yasalarını sertleştirme hamlesi
Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…

Türkiye’de konkordato alarmı: 2025’te başvurular tarihi zirveye gidiyor
Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga

Avrupa’da en fazla Türk’ün yaşadığı ülkeler hangileri?
"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Hasidut ve Marxizm, Kutsalın Diyalektiği
Uzayda Yeni Sömürü Alanı: Yörüngesel Yakıt İstasyonları, Uzay Ekonomisi ve Türkiye’nin Küresel Uzay Kapitalizmine Eklemlenmesi
Yıldızlara Bakanlar ve Adaleti Seçenler: Sâbiî Kozmolojiye Karşı Yahudi Etik Devrimi
Mişka Yaponçik Yahudi Mafya Babası
Tankların dili, halkların sessizliği… Tarihi toprak yalanı ve savaşın meşrulaştırılması

UTANMA
Boydan Kısa
TEZKERE
Hangisi Yaşken Eğilir
Büyük Konuşmak

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git