A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Zorunlu empati eğitimi

Kategori Kategori: Günün içinden notlar | Yorumlar 1 Yorum | Yazar Yazan: Saba Öymen | 26 Haziran 2013 12:25:38

Geçmişte kalmış yılların göz alıcılığını taşıyan, büyük ve eski sinema salonunda Sidney Film Festivali filmlerinden birini, Kanadalı yönetmen Sarah Polley’nin “Stories We Tell” adlı filmini izledim. Süslü duvarların, eskimiş görkemiyle bir yandan nostaljik duygular çağrıştırdığı, bir yandan tuhaf bir sıkıntı yaydığı salonda birbirleriyle alçak sesle konuşarak, acele etmeden, nazik adımlarla ilerleyen, koltuklarda yerlerini alan sinema seyircilerine baktım.

Herkes aynı filmi izleyecek, seyrederken düşünceleri başka bir yere kaymamışsa herkes hemen hemen aynı şeyleri düşünecek fakat sonra, birbirine hem çok benzer, hem de çok değişik duygularla ayrılacaktı salondan. Çünkü yaşadığımız her şey, kişiliğimizin, değer yargılarımızın ve  yaşam deneyimimizin bir araya gelerek oluşturduğu bir süzgeçten geçerek anlam bulur bizde.   

Yönetmenin kendi yaşamından bir kesidi belgesel biçiminde anlattığı film,  olayları yaşayan ya da onlara tanık olan kişilerle yapılan söyleşilerden oluşuyor. Hikayeyi bir çok kişiden dinlediğimizde varılan sonuç mu? Aynı olayları birlikte yaşayan kişilerin her birinin farklı şeyler hissettiği; herkesin hep kendini haklı bulduğu; başkasının duygularını kabul etmenin güçlüğü; çoğu kişinin  kendini haklı çıkartma isteğiyle,  gerçekleri bilinçsiz olarak saptırdığı, unuttuğu ya da başka türlü hatırladığı.

Filmi izlemiş olanlar vardır aranızda. Bu ne karamsarlık,  çıkara çıkara bu sonucu mu çıkardın  diyeceksiniz belki.  Ama durun... Hiç de ümitsiz değilim. Belki de bir çare bulunabilir. Bazı işyerlerinde çalışanlardan biri tatile çıktığında ya da her hangi bir nedenle işe gelemediğinde, bir başkası onun işini üzerine alabilsin diye çalışanlara geçişmeli eğitim verilir. Yıllardır hep düşünürüm. Diyorum ki, hayatta da böyle bir şey olsa, zorunlu empati eğitimi verilse,  insanlar başka hayatlara eğitim amaçlı kısa süreli geçişler yapsalar...  Ne dersiniz?

Tek bir anlatıcı yerine birkaç anlatıcısı olan romanlar vardır ya, iyi yazılmışsa, onları okumak çok zevklidir benim için. Çünkü yaşananlar hiç bir zaman tek kişiye ait değil. Aynı şeyi herkes başka türlü yaşıyor ve olayları tek kişinin değil, değişik kişiliklerin bakış açısından okumak daha doyurucu.

William Faulkner’ın Ses ve Öfke’si, Döşeğimde Ölürken’i, Graham Swift’in Son İçkiler’i, Julian Barnes’in Seni Sevmiyorum’u ve onun devamı olan Aşk Vesaire adlı kitabı, Orhan Pamuk’un Sessiz Ev’i bu şekilde yazılmış romanlar arasında şu anda aklıma gelenler. Bir de roman kişilerinin birbirlerine duygu ve düşüncelerini samimiyetle anlattıkları, içlerini döktükleri mektup biçiminde yazılmış romanlar var.

Bırakın gerçek yaşamı, bu romanları okurken bile insan taraf tutuyor. Evet ben, bazen tuttuğumu fark ediyorum. Diyelim ki yazar, iki karakterin  yaşadıklarını, hissettiklerini ikisinin ağzından ayrı ayrı, tarafsızca anlatmış. Her birinin gerekçelerinin kendilerince geçerli olduğunu anlıyoruz. Başka türlü davranabilmeleri mümkün değil. Yine de taraf  tutuyoruz.   Hak veremiyoruz, versek de gönlümüz başka türlü olmasını istiyor. Çünkü her şeyi ancak kendi yaşadıklarımızın ışığı altında değerlendirilebiliyoruz.

Başkalarının yerine kendimizi koyabilmek,  hissettiklerini tam olarak bilebilmek güzel olurdu. Onların bakışıyla da görebilmek dünyayı... Kalbimizi açarak  dinlesek birbirimizi ve bizi dinleyenlere de kalbimizi açabilsek...  Kulağa hoş ama aynı zamanda boş geliyor belki de bu sözlerim. Sevgi, anlayış, kabullenme gibi söylemleri kimimiz idealistik, kimimiz romantik, kimimiz uçuk bulup, silip atıyoruz. Kimimiz düşünce olarak benimsiyor, hayata uygulayamıyoruz. Yaşamak için çabalarken, evde ayrı, işte ayrı bir dolu sorunla uğraşırken, geçim derdi, uykusuzluk, yorgunluk boğuşup giderken, günün sonunda bitkin düştüğümüzde bırakın başkalarını anlamayı, kendimizi anlamaya bile kimin hali var?

Bütün bunları bilsek de...

Baştan başlasak... Birini gerçekten dinlesek.... Onun da bizim gibi hayalleri, umutları, dilekleri olduğunu, onun da bizim gibi kimi zaman yürekli kimi zaman kırılgan olduğunu, bir insan olduğunu hissetsek. Dünyayı güzel yapacak olan o bağlantı kurulmaz mı?

Filmin sonunda perdede isimler akıp gidiyordu. Birazdan kendi aralarında filmi yorumlamaya başlayacak olan seyirciler yerlerinde kıpırdanıyorlar,  çıkmaya hazırlanıyorlardı. Ve ben bunları düşündüm.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 5 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

nihat ziyalan { 27 Haziran 2013 02:36:18 }
sevgili saba öymen, düşündüğün şeyeler çok güzel. eline sağlık. tazelik içeren görüşlerin çok ilginç. kutlarım
Diğer Sayfalar: 1.

 




Barınma Krizi Değil, Sınıf Savaşı, Türkiye’de Konut, Kira ve Kentsel Dönüşüm Üzerinden Yürütülen Sessiz Tasfiye
Karadeniz Alarm Veriyor, İHA Olayları, Tanker Patlamaları ve Sessizce Derinleşen Bir Güvenlik Krizi
Kahramanmaraş’ta Polis Tatbikatı ve Toplumsal Çatışmanın Anatomisi
Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?

Narva’da Sessiz İhlal, Rus Sınır Muhafızları Estonya Toprağında, Dünya Yine Seyirci
Avustralya'dan Bondi Plajı saldırısı sonrası silah yasalarını sertleştirme hamlesi
Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…

Türkiye’de konkordato alarmı: 2025’te başvurular tarihi zirveye gidiyor
Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga

Avrupa’da en fazla Türk’ün yaşadığı ülkeler hangileri?
"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Hasidut ve Marxizm, Kutsalın Diyalektiği
Uzayda Yeni Sömürü Alanı: Yörüngesel Yakıt İstasyonları, Uzay Ekonomisi ve Türkiye’nin Küresel Uzay Kapitalizmine Eklemlenmesi
Yıldızlara Bakanlar ve Adaleti Seçenler: Sâbiî Kozmolojiye Karşı Yahudi Etik Devrimi
Mişka Yaponçik Yahudi Mafya Babası
Tankların dili, halkların sessizliği… Tarihi toprak yalanı ve savaşın meşrulaştırılması

UTANMA
Boydan Kısa
TEZKERE
Hangisi Yaşken Eğilir
Büyük Konuşmak

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git