
Hanımlar, kız arkadaşlarımızla takılmak için artık bir nedenimiz daha var. Yeni bir araştırmaya göre, kadınların sağlıklı kalmak için kız arkadaşları ile haftada en az iki kez dışarı çıkmaları gerekiyor. Oxford Üniversitesinden bir grup araştırmacının çalışması, bir kadının mutlu olabilmesi için yaşamının tüm alanlarında nelerin gerektiğine bakmış ve… Sıkı durun. Bu çalışmaya göre, kadınların kız arkadaşları ile dışarı çıkmakta kendilerini özgür bulmaları temel bir gereklilikmiş.
Yaa, evet biz bunu zaten biliyorduk.
Biliyorduk da yapıyor muyduk? Hadi artık ciddiye alıyoruz.
Araştırmaya göre, dört kız arkadaşın haftada iki kez buluşup, birlikte birşeyler yapması çok önemli. Çay mı içecekler, kahve mi, bira mı şarap mı… Sorunlu iş arkadaşları ya da akrabalarını mı çekiştirecek, ev hayatlarından, sağlıklarından mı konuşacaklar, birlikte ağlayıp gülecekler mi? Artık nasıl istiyorlarsa öyle yapmaları, bağışıklıklarının artması, gerilimlerinin azalması, bir hastalıkları varsa daha çabuk iyileşmeleri, kendilerini daha verici daha uyumlu duyumsamaları için gerekliymiş.
Gülmenin en iyi ilaç olduğunu biliyoruz. Araştırmaya göre, gülmek küçük topluluklarda daha etkili oluyormuş. Eğer birlikte eğlenen kız arkadaşların sayısı beşin üstüne çıkarsa, paylaşılan şakaların, gülmecelerin mutluluk ve sağlık için gerekli etkiyi yapan hormonları tam olarak salgılamadığını, bunun için en etkili sayının dört kız arkadaş olduğunu belirtmiş araştırmacılar.
Ne yazık ki, Batı’da her beş kadından yalnızca ikisinin haftada bir kez kız arkadaşlarıyla buluşabildiğini, özellikle aile sorumluluklarının buna engel olduğunu da belirtiyor araştırmacılar. Kadınların, iş, çocuklar, ev, bakım isteyen aile büyükleri arasında bölündüğünü, kendilerine arkadaşlarıyla keyifli bir zaman ayıramadıklarını, ayırdıkları zaman da kendilerini suçlu duyumsadıklarını belirtmişler. Oysa, araştırmayla da saptanmış gerçek şu ki -kesin bilgi, yayalım!- kız arkadaşları ile güzel zaman geçiren mutlu kadınlar daha sağlıklı, daha özverili oluyor.
Doğu’daki durumdan söz edilmemiş. Ben de artık bilemiyorum. Çocukluğumda, altın günleri yapılırdı. Apartmanlarda komşuluk ilişkileri güçlüydü. Arkadaşın arkadaşa çat kapı gelmesi doğaldı, gelmemesi tuhaftı. Benim bildiğim zamanlarda Türkiye’de, o bol gülmeli çaylı kahveli biralı muhabbetler sürekli yapılırdı.
Diliyorum ki, Türkiye’de de bütün kadınlar, erkek şiddeti olmadan, aile ve mahalle baskısına uğramadan, devletin ve milli iradenin her halta karışmasından uzakta, yaşamları içinde ne yapmak istiyorlarsa onu yapabilecek güce ve özgürlüğe kavuşsunlar.
Bana gelince… Evet, kızlar…. Kevser, Sevim, Aysu… Cuma akşamı, Claypots Barbarossa’da bekliyorum. Gılgamış şarabı benden.
Kaynak: www.creativehealthyfamily.com