A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Eğitim mi, Şartlama mi?

Kategori Kategori: Avustralya | Yorumlar 2 Yorum | Yazar Yazan: Gündoğdu Gencer | 30 Mayıs 2008 21:25:04

Sydney'in Camden semtinde bir Kuran derneğinin kurmak istediği 1200 kişilik okula yerel belediye izin vermedi. Gösterilen nedenler ne olursa olsun, kararın altında yatan etmenin semtlerinde bir Müslüman okulu istemeyen semt sâkinlerinin belediyeye yaptıkları baskı olduğu, herkesin bildiği bir sır.

11 Eylül sonrası Bush oğlu Bush ve John Howard gibi yardakçılarının bir “Müslüman korkusu” yaratmaları ve Müslümanların kıyafetleriyle çok kolay ayırt edilebilir olmaları da buna katkıda bulundu. Bildiğimiz gibi Avustralya’da Federal Hükûmet, devlet okullarına olduğu gibi özel okullara da para desteği sağlıyor.  Ve bir önceki hükûmet döneminde devlet okullarına ayrılan fonlar kısılırken özel okullara oluk oluk para akıtılmıştı. 
 
 
Bu özel okulların en büyük kesimini de Katolik okulları oluşturmaktaydı.  Avustralya’nın ilk dönemlerinde İngiliz hûkimiyeti altındaki İrlandalılar genellikle Katolik olduklarından çocuklarını baskıcı Anglikan İngiliz rejiminden uzak tutmak için Katolik kilisesine bağlı okullar kurmuşlardı.
 
 
Müslüman okuluna izin verilmemesinin ardından tepki gösteren ve okul için büyük destek veren kişi NSW Katolik kilisesi başpiskoposu George Pell oldu.  Kendisinin bir Müslüman okulunu desteklemesi devletten büyük yardım alan Katolik okullarının başında olan kişi için hiç te şaşırtıcı bir davranış değildi.  Pell, Musevilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlık gibi semavî dinlerin (yâni her kerametin “sema”dan – göklerden geldiğine inanılan dinlerin) arasında pek te büyük bir fark olmadığının da mutlaka ayırdındaydı.  Dinlerarası diyalogun da bu üç din üzerinde yoğunlaşması elbette bir raslantı değildir.  Pell konuşmasında bir de “her ana babanın çocuklarının kendi inançları doğrultusunda eğitim görmesini isteme hakkı”ndan söz etti.  Bir an “çocukların sahibi kim” sorusu geçti kafamdan.  Çocuklarımız bizim midir, toplumun mudur?  Çocuklarımızın nasıl büyütüldüğü, ne eğitim gördükleri, nasıl bir kafa yapısıyla yetiştikleri toplumun geleceğini belirlemiyor mu?  Örneğin çocuğumuza dayak atmak –haklı olarak- yasaklanıyor da o çocuğa çok kez dayaktan daha büyük zarar verebilecek olan bir beyin yıkama neden hoş hörülüyor?  Bırakın hoş görmeyi, benim ödediğim vergilerle şu veya bu dinin dogmalarını sorgusuz sualsiz kabul edecek yeni kuşaklar yetiştirilebiliyor?
 
 
Türkiye’de Cumhuriyetin daha ilk yıllarında çıkarılan 1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat (Öğretimin Birleştirilmesi) yasası ve ardından 1926'da kabul edilen, "Maarif Teşkilatı Hakkında Kanun" devletin izni olmadan hiç bir okulun açılamayacağını belirtmiş ve aynı zamanda çağdışı bütün derslerin okul müfredat programlarından kaldırılmasını sağlamıştır.  Ancak yasanın 4. maddesinin “Maarif Vekaleti yüksek diniyat mütehasısları yetiştirilmek üzere Darülfünunda bir İlahiyat Fakültesi tesis ve imamet ve hitabet gibi hidematı dineyinin ifâsı vazifesi ile mükellef memurların yetişmesi için de ayrı mektepler küşat edecektir” demesinden yararlanarak imam veya hatip yetiştirmek amacıyla ilgisi olmayan “imam-hatip mektepleri” açılmış ve bunlar Türkiye’de akıl dışı, bilim dışı kafa yapısı olan gençler yetiştirmek için kullanılagelmiştir.  Ve bu gençler daha sonra ülke yönetiminde söz sahibi olmaktadırlar.  Okurlarım benim her türlü inanç (veya inançsızlık) özgürlüğünü her zaman savunduğumu bilirler.  Ama herkesin din/inanç/inançsızlık özgürlüğünü ne denli savunursam, çocukların kafalarının şu veya bu dinin 3000, 2000, 1400 yıl önceki hurafeleriyle, masallarıyla doldurulmasına da o kadar karşıyım.  Bir de bu devlet aracılığıyla benim ödediğim vergiler harcanarak yapılıyorsa buna hiç mi hiç tahammülüm yok. 
 
 
1815 Londra doğumlu ve Federasyonun babası olarak bilinen Sir Henry Parkes 5 kez NSW eyâlet başbakanlığı yapmış ve 81 yaşında meteliksiz olarak ölmüş.  Parkes’ın 1866’da çıkardığı Devlet Okulları Yasası NSW’de seküler (din dışı) eğitimin temellerini atmış.  Eğitimin önemine içten inanan Parkes, niteliksiz kişilerin öğretmen olamaması, eğitimin din dışı olması ve öğretmenlerin doğru dürüst eğitimden geçmesini yasalaştırmış.  Tahmin edileceği gibi dinî kuruluşlardan Parkes’a büyük tepkiler gelmiş ama Parkes inat etmiş, o zaman daha bağımsız bir koloni olan NSW’de sayısız devlet okulu açılmış.  Ama ardından gelen yönetimler, gerek eyâletler temelinde, gerekse federal düzeyde (en son örneği Howard hükûmeti) bunu yıpratmak için ellerinden geleni yapmışlar.
 
 
Geçenlerde SBS’te bu konuda yapılan bir programda “evrenin başlangıcı” ile ilgili bir dersten alıntılar vardı.  Dinci bir öğretmen “yaradılış masalı”nı diğer görüşlerle eşdeğerli imiş gibi sunuyor, aklınca objektif olduğunu sanıyordu.  Bu, bana göre “iki kere iki üç te eder, dört te eder, beş te” demekten farksız.  Musevi okuluna giden bir öğrenci evrenin “altı günde yaratıldığı, yedinci gün de tanrının dinlendiği”ne inandığını (demek tanrı yorulabiliyormuş) söylüyordu.  Geçenlerde Avustralya’da yeni bulunan hamile balık fosilinin 380 milyon yaşında olduğu açıklandı.  Şimdi, böyle yetiştirilen, bu masallara inanan bir öğrencinin bu bilimsel buluş karşısında tavrı ne olacak?   Ve bu öğrenci 20-30 yıl sonra bu ülkeyi yönetmeye soyunduğunda kendisinden nasıl bir yaklaşım, ne tür bir yönetim bekleyebileceğiz?  Velet Bush’un tanrının kendisine “hadi evlâdım George, git şu Irak’ı işgâl et” dediğine inanmasının sonuçları ortada.
 
 
Okullarda, gerek Türkiye’de, gerekse Avustralya’da her konuda olduğu gibi çeşitli dinler, inançlar hakkında elbette bilgi verilmelidir.  Dinlerden arıtılmış humanist ahlâk dersleri olmalıdır.  Ama inanmış bir Katolik veya inanmış bir Müslüman öğretmenin bu bilgileri objektif olarak aktarabileceğine inanıyorsanız herhalde çok safsınız.  Devlet yalnızca dinî temelli okullardan para yardımını kesmekle kalmamalı, ülkenin ve dünyanın geleceği için dinî temelde eğitim yapan okullar yasaklanmalıdır.
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 7 / 3 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

Huseyin Ulger { 20 Ağustos 2011 08:08:51 }
Merhaba sayin Gencer. Makalenizin guzelligi buyuleyici. Belirttiginiz gibi din egitimi olan tum okullarda bir sekilde bilim karsiti mutlakiyet empoze edilerek, dejenere yuklemelerle yeni nesillerin bilime karsi oz guvenleri sarsilmaya calisilmaktadir. Bu anlayis tum dini egitimlerin alt yapisini olusturmakta. Gercekci egitimin, hegomanyalarini yikacagini bildiklerinden sert tepkiler ve kendilerine uygun ( Velet Bush, J. Howard v.b.) siyasi liderlerle sonuca gidip, insancil egitimi yipratmaya calisiyorlar.
Basarilarinizin devamini dilerim. Saygilar...
M. Tevfik Kerimoglu { 10 Kasım 2009 03:54:38 }
Sayin Yazar, Din ogretiminin bilimsel algilamayi zaafa ugrattigi dusuncenizden hareketle once Avustralya sonra da dunya egitim sistemiyle ilgili oneriler getiriyorsunuz ama bunu hangi egitim arastirmasi veya istatistigiyle aciklayabileceginizi bir egitimci olarak merak ediyorum. Elinizde din ogretiminden arinidirlmis okullarin ve mezunlarinin basarilarini anlatan karsilastirmali bir istatistik veri varsa bunu biz-okurlarinizla paylasmanizi istirham ediyorum. Yoksa, okurlariniza karsi kendinizi sorumlu hissetmeniz geregine inaniyorum. Din ogretimi yapilan okullarin sizin vergilerinizle desteklenmesine karsi cikiyorsunuz. O halde vergi odeyen herhangi bir dinin dindari da kendi vergisiyle sizin onerdiginiz sekuler yaklasima karsi cikmaz mi? Demek ki, okula giden ogrencinin ailesi vergi mukellefi olduguna gore ve bu ozel okullar prensipte devletin egitim hizmeti saglayicisi rolunu paylastigina gore egitm butcesinden pay almaya hak sahibidir. Bu ortak aklin emridir. Cagdas egitim sitemlerinde (bkz OECD PISA arastirma sonuclari siralamasinda Finlandiya 1. sirada Avustralya 4.sirada ) ozel okullar devletten destek almaktadir. Avustralya'da okulun bulundugu bolgenin sosyo-ekonomik katsayisina gore alirken bu yardimi ,Finlandiya'da bu yardim devlet okullarina odenenle esit tuutlmaya calisilmaktadir. Ozetle, egitim bilimleri gibi bir konuda din ekseninde ve kisisel dusuncelerinzden hareketle degil, egitim arastirmalari ve istatistiklerinden yola cikarak okurlara seslenmesniz dogru bilgi bekleyen okurlariniza karsi bir sorumlulugunuzdur. Bu vesileyle calismalarinizda kolayliklar diliyor, sevgi ve saygilarimi sunuyorum.
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Barınma Krizi Değil, Sınıf Savaşı, Türkiye’de Konut, Kira ve Kentsel Dönüşüm Üzerinden Yürütülen Sessiz Tasfiye
Karadeniz Alarm Veriyor, İHA Olayları, Tanker Patlamaları ve Sessizce Derinleşen Bir Güvenlik Krizi
Kahramanmaraş’ta Polis Tatbikatı ve Toplumsal Çatışmanın Anatomisi
Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?

Narva’da Sessiz İhlal, Rus Sınır Muhafızları Estonya Toprağında, Dünya Yine Seyirci
Avustralya'dan Bondi Plajı saldırısı sonrası silah yasalarını sertleştirme hamlesi
Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…

Türkiye’de konkordato alarmı: 2025’te başvurular tarihi zirveye gidiyor
Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga

Avrupa’da en fazla Türk’ün yaşadığı ülkeler hangileri?
"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Hasidut ve Marxizm, Kutsalın Diyalektiği
Uzayda Yeni Sömürü Alanı: Yörüngesel Yakıt İstasyonları, Uzay Ekonomisi ve Türkiye’nin Küresel Uzay Kapitalizmine Eklemlenmesi
Yıldızlara Bakanlar ve Adaleti Seçenler: Sâbiî Kozmolojiye Karşı Yahudi Etik Devrimi
Mişka Yaponçik Yahudi Mafya Babası
Tankların dili, halkların sessizliği… Tarihi toprak yalanı ve savaşın meşrulaştırılması

UTANMA
Boydan Kısa
TEZKERE
Hangisi Yaşken Eğilir
Büyük Konuşmak

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git