
Yaşamım boyunca cebimdeki paraya göre hayatımı düzenlediğimi söyleyebilirim. Cebimde 10 lira varsa, bunun bir miktarını bir kenara koyar; kalan kısmıyla önce gerekli konuları karşılar, artanla ise ya sinemaya ya da tiyatroya giderek kendimce eğlenirdim. Hiçbir dönemde cebimden fazlasını harcama düşüncesine kapılıp kimseden borç para istemediğimi hatırlarım. Harcamalarımda “gerekli konular” diye adlandırdığım kalemler mutlaka elzem ihtiyaçlardan oluşurdu. Bu konuda da oldukça titiz davranırdım.
Evlenirken 2.000 lira borç almıştım; onu da her ay 200 lira ödeyerek 10 ayda temizlemiş, rahat etmiştim. Eşimle birlikte kiradan kurtulmak adına bir ev almak için bir bankadan birkaç senelik vadeli kredi kullanmıştım. Ancak evi ipotek ettirmiş, aldığım bu parayı da kısa bir sürede geri ödeyerek bankadaki borç hanesini kapatmıştım.
Bütün hayatım boyunca borç almaktan çok korkmuşumdur. Hatta bir seferinde, yine bir daire almak için bankaya müracaat ettiğimde, bankadan ihtiyacımın misli bir kredi çıkmış; iki daire alabilecekken korkup bir daire için kredinin yarısını almıştım. Borcumu zamanından evvel ödeyerek rahat bir nefes almıştım. Tabiidir, mal mülk edinmek için bir miktar desteğin her zaman gerekli olduğuna inanırım; ancak ödeyemeyeceğim bir borç yükünün altına girmeyi de hiç sevmemişimdir. Kanımca sizler de aynı düşünceyi paylaşıyorsunuzdur. Hele enflasyon değerlerinin çok yüksek olduğu, faizlerin tavanda dolaştığı bir dönemde; ülkemizde banka kredisiyle herhangi bir emtia almak yahut yatırım yapmak, akılcı bir davranış olmasa gerek.
Geçtiğimiz birkaç haftadır Büyük Millet Meclisi’nde 2026 yılı bütçesi konusunda fasıllar üzerinde siyasi parti temsilcilerinin yaptıkları konuşmaları dikkatle dinlemeye çalıştım. Daha sonra bu bütçenin kalemleri hakkında yayımlanan gerekçeleri ve kalemlerin dağılımına ilişkin resmî yayınları inceleme fırsatı buldum. Bu yayında 2024, 2025 ve 2026 yıllarının yanı sıra; projeksiyon olarak 2027 ve 2028 yıllarına ait rakamlar da verilmektedir. Fırsatınız olursa mutlaka inceleyin.
Benim anladığım kadarıyla her sene bütçe kabul edilmiş, ilk altı ayda bütçenin yetmeyeceği görülmüş ve yüzde 25 ek bütçe istenmiştir. Bir örnek verelim: 2024 yılı bütçesi 8 trilyon 670 milyar lira olarak öngörülmüş; yıl ortasından sonra 2 trilyon 106 milyar lira artırılarak 2024 bütçesi 10 trilyon 777 milyar lira ile kapanmıştır.
Bir şirket düşünün: Genel müdür yıllık bütçeyi yapıp yönetim kuruluna sunar. Bütçe yıl ortasında yüzde 25 şaşarsa, o şirketin yönetim kurulu tereddüt etmeden genel müdüre kapıyı gösterir.
Gelin 2025 yılı için genel bütçe rakamlarını ele alalım. Bütçe giderleri 14 trilyon 731 milyar lira olarak belirlenmiş. Gelirlerin ise 12 trilyon 800 milyar lira olacağı tahmin edilmiş. Daha gün başlamadan 2 trilyon liralık bir açık söz konusudur. Bu bütçedeki gider kalemleri içinde Cumhur Sarayı’nın harcamalarına özellikle dikkatinizi çekmek isterim. Saray için 2024 yılında 12 milyar 572 milyon 434 bin lira harcama yapılmış. 2025 yılında ise bütçesi 16 milyar 928 milyon 146 bin lira olarak tespit edilmiştir. Ancak bu harcamalarda örtülü ödenek miktarı bulunmamaktadır.
Çok önemli bir başka harcamayı da gözden kaçırmamak gerekir: 2025 yılı için faiz harcaması bütçeye 2 trilyon 53 milyar lira olarak konulmuştur. Bir başka ifadeyle, gelirlerimizin yüzde 12’si faiz ödemelerine gitmektedir.
Önümüzdeki 2026 yılı bütçesinde ise faiz harcaması olarak 2 trilyon 742 milyar lira öngörülmüştür. 2026 yılı bütçesi toplamda 13 trilyon 800 milyar liradır. Faiz giderlerinin toplam bütçenin yüzde 19,8’i gibi çok yüksek bir orana ulaşması, ülkenin gelirlerinin tefeciye gittiğini göstermektedir diye düşünmekteyim.
2026 bütçesinde Saray’ın harcama bütçesi ise 21 milyar 286 milyon 534 bin lira olarak belirlenmiştir. Bir önceki yıla oranla Saray bütçesi yüzde 42 artış göstermektedir. Yinelemek isterim ki bu bütçede örtülü ödenek kalemi bulunmamaktadır. Bu durum merakımı celbetti. Bütçe bir yıl içinde kullanılacak ve Saray’ı yönetenler bu bütçeyi 365 gün boyunca harcayacaklardır. Bu da 525.600 dakika demektir. Bütçeyi bu rakama böldüğümüzde, dakikada ne kadar para harcandığını hesapladım: Dakikada 40.499 TL. Yani yaklaşık 1,56 asgari ücret, Saray tarafından bir dakikada harcanmaktadır.
2026 yılı bütçesine kaynak bulabilmek için her saat 1,5 milyar lira vergi toplanması gerekmektedir. Asıl ne ağrıma gidiyor biliyor musunuz? Ülkemde vergileri affedilen ve ülkenin kaymağını toplayan azınlık bir grubun elde ettiği kaynakların İngiltere’ye götürülüp istiflenmesi; bizim ise faizle borç aldığımız ve faiz ödediğimiz ülkenin yine aynı ülke olması. Unutmayın, bu düzende 2 trilyon 742 milyar lira faizi, o ülkedeki tefecilere ödeyeceğiz, diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.