A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Dağlar atamadım sevdamı

Kategori Kategori: Güneşten Damlalar | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Deniz Günal | 29 Haziran 2011 11:50:42

Güne gün ömre ömür... Gün gelir gece çürür... Tomurcuklar çiçekler... Düşer ardına büyür... Laf anlamaz söz dinlemez oldu gönlüm... Dağlar sevdamı atamadım ben... Dağlar sevdamı söküp söküp atamadım ben!

Ahmet Özyurt
Tavandan Allahüekber diye haykıran güruhun sesleri gelirken perde değişir.
Perdede Ahmet’in resmi: Ahmet Özyurt geçti bu dünyadan. 1972de doğdu, 21 yaşında Sivas’da yakıldı.

Anlatıcı Erkek: Düşünmeyi, düşündüklerini paylaşmayı, yazmayı, sporu, halk oyunlarını, semahı çok seviyordu Ahmet Özyurt. Ablası,  onun yüzündeki gülümsemesi, içtenliği, kibarlığı ile insanları hemen kendine bağladığını söylüyor.
 
Abla elinde günlükle çıkar. Sayfalardan okur.
 
Abla: 15 yaşında günlük tutmaya başladı. Bir sayfasına şöyle yazmış. Hayatın hep acılarını aklına getiren kişi mutlu değildir. Gerçekten mutlu kişi içinde bir iyilik hisseden kişi demektir. Uzun ve mutlu yaşamayı hak etmişti kardeşim.
 
Bir başka sayfasına da şöyle yazmış günlüğünün. Önemli olan küçük konularla oyalanmak değildir. Önemi olan insanlık adına bir şeyler yapmaktır. Kimbilir ne güzellikler katacaktı hayata, insanlığa... Yobazlar yaktılar onu.
 
Günlüğün bir sayfasını çevirir ve okur.
 
“Yaşama sevincimi artırmak ve kendimi çalışmaya yöneltmek istiyorum. Düşünmek, doğruyu bulmak ve kendime güvenmek istiyorum. Sorunlardan kaçmamak tersine üzerlerinde düşünmek gerek.”
 
O gün askere gider gibi uğurlamıştık. Gezmesi, eğlenmesi için göndermiştik. Oysa ne oldu?
 
Yobaz sesleri gelir dışardan. Sesler çok yüksek verilmeyecek.
 
Kardeşim her yönüyle mükemmel bir insandı. Çok iyi bir insandı o. Başarılı ve mutlu olmayı fazlasıyla hakediyordu.
 
Biz hep hayal kurardık, bir gün evlenip de çocuklarımız olunca onları ne kadar seveceğimizi düşünürdük. O çocukları çok severdi. Çocuklar da onu. Bu hayallerimiz asla gerçekleşemeyecek artık.
 
 
 
Handan Metin
Perdede Handan’ın resmi. Bu dündayan Handan Metin geçti. Divriği Cürekte 1974’de doğdu. 19 yaşında Sivas’da yakıldı.
 
Sahneye genç bir kız gelir.
 
Arkadaş: Handan! 
 
Her gidişin ardı süslenir. Sonra, maskeler takılır, yaşamın alışılmış döngüsüne ayak uydurulur. İnsana dair unutulması gereken ne varsa... yeniden yeniden yaşanır. Her gün aynı utanmazlık.. daha da arsızca... ama sen bu kirliliğin hep dışında kaldın. Ve şimdi sonsuza kadar uzaktasın... ah Handan... sana seslenmek için kirletilmemiş sözcükler bulamıyorum bağışla... sen yok olunca... sizler yok edildikçe daha da zorlaşıyor...
 
Otelin dışındaki bağrış sesleri gelmektedir.
 
Handan... Handan..  yaşamımda iyiye güzele hizmet eden herşey seninle gitti.. yüreğimin yarısı gitti.. nasıl anlatırım bu özlemi.. sensiz dünya daha kötü Handan.. her yanımız puşt zulası! Neye sarılacağım.
 
Otelin dışından  sesler gelir  daha da yükselir…  sahne kararır.
 
 
 
Hasret Gültekin
Perdede onun resmi vardır. Bu dünyadan Hasret Gültekin geçti. 1 Mayıs 1971’de Sivas’ın İmran kazasında doğdu. 22 yaşında Sivas şehrinde yakıldı.
 
Anlatıcı Kadın: Hasret’in bu kısacık ömrüne sığdırdığı bir öğreti vardır. Sanatçı kendi halkının değerlerine shaip çıkarak yaşayabilir. Tarih bilincini, Anadolu’da yaşayan uygarlıkların, kavimlerin, beyliklerin, aşiretlerin ve bütün etnik kültürlerin zenginliklerini araştırarak oluşturmaya çalışırdı. Ne ararsak Anadolu’da bulacağız derdi.
 
Ana dili Kürtçeydi. Çok güzel bir diksiyonu vardı. Kırmanci, Dımili, Sorani de bilirdi. Nerelisin diye sorulduğunda, üstüne basa basa Koçgirliyim Kürdüm derdi. Gencecik yaşına karşın, Kürt müziği üzerine önemli çalışmaları olan sayılı isimden biridir hala.
 
Zakirler Dağlar Atamadım Sevdamı adlı türküsünü okur.
 
 
 
İnci Türk
Bu dünyadan İnci Türk geçti. 1971 yılında Eskişehir’de doğdu. 22 yaşında Sivas’da yakıldı.

Anlatıcı erkek konuşurken, iskemleye Serdal Canik gelip oturur.
 
Anlatıcı Erkek: Odasındaki panoya Lorca’nın bir şiirini yazıp asmış İnci.
 
Ölürsem açık bırakın balkonu
Çocuk portakal yer
(balkonumdan görürüm onu)
Orakçı ekin biçer
(balkonumdan duyarım onu)
Ölürsem
Açık bırakın balkonu
 
Serdal Canik (arkadaş): Yunus Emre Kültür Merkezinde katıldığımız tiyatro kurslarından birindeydik. Hepimizin sahnede bütün yeteneğimizi kullanarak en olağanüstü kadın ya da erkek olduğumuzu kanıtlamamız gerekiyordu.  Süre tanındı. Herkes sahneye teker teker çıkıp nasıl en iyi en dürüst en güzel olduğunu haykırmaya başladı. Sıra İnci’ye gelince sahnenin ortasına geldi ve “ben dünyanın en mutlu insanıyım çünkü benim için çok değerli bir insanın sevgisini yüreğimde taşıyorum” dedi ve indi.
 
 İnci ile Muammer sözlenmişlerdi. Muammer’i çok seviyordu. Ama İnci’nin yüreği yalnızca Muammer’i değil, sevdiği herkesi taşıyacak kadar engindi. Gözlerinden taşıyordu adeta sevgisi..
 
 
 
Muammer Çiçek
Bu dünyadan Muammer Çiçek geçti. 1967 yılında Tokat’da doğdu. 26 yaşında Sivas’da yakıldı.
 
Anlatıcı Kadın: Muammer Çiçek... Kavgayı hiç sevmeyen, cahilden uzak duran, Cumhuriyet değerlerine bağlı bir ailenin çocuğu. İnci’yi seviyor. Pir Sultan Abdal oyununu yönetiyor. Skeçler yazıyor. Oyunculuk yapıyor. Aynı zamanda Mühendislik ve Mimarlık fakültesi mezunu bir Şehir Planlamacısı. 1992 yılında Sivas ilinin nüfus, ulaşım, istihdam tahminlerini yapmış. Toplu kırım tahminlerini değil. Onu ne yazık ki yaşayarak gördük. 1993 2 Temmuz... Sivas Şeriat Güçlerinin Etki Alanıdır.
 
Anlatıcı kadın konuşurken iskemleye Serdal Canik oturur.
 
Serdal Canik: Muammer çok şakacıydı. Sanki herkesi güldürmek, hep gülmek için yaratılmıştı. Dernekte tiyatro grubu genişletildiğinde katılmıştı aramıza. Önceleri dede ve molla rollerindeydi. Özellikle mollada çok başarılıydı. Mollanın kimliğinde beliren çarpıklıkları öyle güzel veriyordu ki, izleyiciler gülmekten kırılıyordu. Sonraları kara kadı rolünü aldı. Zaten, nerede bir eksik olsa hemen o role girerdi. Kara kadıyı da öyle başarıyla mizaha dökmüştü ki... Bir süre sonra tiyatronun vazgeçilmezi, derken yönetmeni olmuştu. Oyun iyice yerleşmişti. Pek çok yerde sergiliyorduk oyunumuzu. Turhal’da, Hacı Bektaş’da, Yunus Emre Kültür Merkezinde, Küçük Tiaytro’da... Ne yazık ki 2 Temmuz’da Sivas’da oynayamadık. Sevgili Muammer.. Koltuğunun altında hiç birini düşürmeden bir sürü karpuz taşıyan, direngen ve kararlı can... Gülüşün İnci ile fotoğrafında dondu kaldı. 
 
Sahne  kararır.
 
Sehergül Ateş
Perde... Bu dünyadan Sehergül Ateş geçti. 1967 yılında Tokat’da doğdu. 26 yaşında Sivas’da yakıldı.
 
Anlatıcı Kadın: Sehergül’ün iş yerinde 40 kadar çiçeği varmış. Her sabah günaydın ben geldim diye seslenirmiş onlara, hepsini okşar, konuşurmuş onlarla. Yaşamını güzelleştirmeyi bilen, yarına umutla bakan, sevgi dolu bir genç kız... Diğer güzel insanlarımız gibi.. Ve apansız yiter gider Sivas’da...
 
Babası (Musa Ateş): İnsanlıkla, Türklükle, İslamlıkla bir ilgileri bulunmayan, insana dair tüm hasletlere ters düşen bu akıl almaz vahşeti işleyen çağdışı yaratıkları kötülemek için sözcük bulamıyorum.....
 
Hz. Muhammet’e soruyorlar. Müslümanlık ne demektir. Dürüst ahlaktır diyor. Dürüst ahlak nedir diye soruyorlar. Ne kendinizi ne başkasını incitmemektir diyor. Dikkatinizi çekiyorum, inciten müslüman olamıyorsa, hak ve halk ozanlarını, ermişleri, aydınları, gencecik çocukları akıl almaz bir vahşetle yakan, asan, kesen, işkencelerle öldürenlere ne demek gerekir. Adını siz koyunuz.
 
Anlatıcı Erkek: Evlerinin her köşesi Sehergül’ün emeğinin, yeteneklerinin ürünleriyle bezelidir. Örgüler, makromeler, yapma çiçekler, özenle baktığı menekşeleri... Kendini sürekli geliştirmeyi, böylece ailesine sürprizler yapmayı sever Sehergül. Sivas’a gitmeden önce Musa Eroğlu’ndan saz çalmayı öğrenir.  Saz çalmayı öğrenemeden ölmek istemez.
 
Baba:  Evimin her köşesinde bahçemin her ağacında kızımın emeği vardı. Biz onunla baba kız değildik, o hem sırdaşım, hem yoldaşım, hem dayanağım ve gücümdü.
 
Anlatıcı Kadın: Bir gül fidanıydı o, koparamayınca yaşamdan, yaktılar.

Sahne kararır. Tavana yangını başlatan dışardaki güruhun, cehennem alevleri diye konuştukları ses efektleri girer.
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Barınma Krizi Değil, Sınıf Savaşı, Türkiye’de Konut, Kira ve Kentsel Dönüşüm Üzerinden Yürütülen Sessiz Tasfiye
Karadeniz Alarm Veriyor, İHA Olayları, Tanker Patlamaları ve Sessizce Derinleşen Bir Güvenlik Krizi
Kahramanmaraş’ta Polis Tatbikatı ve Toplumsal Çatışmanın Anatomisi
Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?

Narva’da Sessiz İhlal, Rus Sınır Muhafızları Estonya Toprağında, Dünya Yine Seyirci
Avustralya'dan Bondi Plajı saldırısı sonrası silah yasalarını sertleştirme hamlesi
Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…

Türkiye’de konkordato alarmı: 2025’te başvurular tarihi zirveye gidiyor
Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga

Avrupa’da en fazla Türk’ün yaşadığı ülkeler hangileri?
"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Yıldızlara Bakanlar ve Adaleti Seçenler: Sâbiî Kozmolojiye Karşı Yahudi Etik Devrimi
Mişka Yaponçik Yahudi Mafya Babası
Tankların dili, halkların sessizliği… Tarihi toprak yalanı ve savaşın meşrulaştırılması
AVM’ler, Kapitalizm ve Emekçinin Kuşatılması Tüketim Toplumunun Görünmez Hapishanesi
Coğrafya Değil, Kapitalist Sömürü Kaderi Belirler

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git