A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Bir kitap niçin yazılır?

Kategori Kategori: Kültür/Sanat | Yorumlar 1 Yorum | Yazar Yazan: Deniz Günal | 27 Aralık 2011 06:31:42

Yok bu soruya yanıt aramayacağım bu yazıda. Ama bir kitap, anlattığı yaşamların içine çekebiliyorsa okuyucuyu, o okuyucu ne denli yabancı olsa da o dünyaların içinde tanıdığı insanlara yakınlık duyabiliyor, yaşadıkları ezikliklerin sancısını kendi yüreğinde duyumsayabiliyorsa o kitap çok büyük bir işi başarmıştır. Köprü olmayı!

 
Dert çekme boşuna, hep gül de yaşa;
Zulüm yolunda hakkı bul da yaşa;
Sonu yokluk madem bu dünyamızın
Yok bil kendini, özgür ol da yaşa.
                           Ömer Hayyam


2011’in son haftalarında keyifli kitaplar okudum. Bunlardan ikisi Mıgırdıç Margosyan’ın kitapları. ‘Söyle Margo Nerelisen?’ ve ‘Biletimiz İstanbul’a Kesildi’. Doğrusu ya, ‘Söyle Margos Nerelisen?’ elime kitaplığımı düzeltip tozlarını alırken geçti. Toz almak pek zevkli bir iş değil. Kitaplık tozu almak zevkli olabilir ama. Kitapların arkasını, rastgele karıştırıp içini okumaya kalkarsanız toz alma işi bir türlü bitmez, iyice zevkli hale gelir.

1969-1974 yıllarında Diyarbakır’da yaşadık. O yıllarda, bacaksız ama bilmiş beş yaşlarımda konuşmalara doyamadığım, beni bisikleti ile sokaklarda gezdiren,ailesinin bakkalında çalışan bir abim vardı. Çocukluk yaşlarında, insanların etnik kökenleri, inançları önemli olur mu! Hele evin içinde bunun konuşması yapılmıyor, insanların kökenleri sorgulanmıyorsa… Diyarbakır’dan ayrıldık. Çocukluk anılarım silindi. Aradan yıllar, hem de ardı ardına olaylar, insanlar, düşler, ilişkiler yüklü ağır yıllar geçti. 2000’lere geldik. Bir gün eski resimler arasında abimi bisikleti ile görünce silinmiş sandığım anılar çıkıp geldiler dan dan dan diye. Meğer insanın anıları silinmezmiş, saklanırmış. Anneme anlattım anımsadıklarımı, gülümsedi. Ne iyi insanlardı dedi, Ermeniler’miş.

Mıgırdıç Margosyan, 1938 Diyarbakır doğumlu. ‘Söyle Margos Nerelisen?’ adlı kitabı kendi yaşamından damıtılmış öyküler içeriyor. Bazılarını Türkçe yazmış bazıları Ermenice’den çevrilmiş. Sevecen, muzip bir dili var Margosyan’ın. Yoksul, çileli, ayrımcılığa da uğrayan dünyaları anlatıyor. Uydurmadan, abartmadan anlattığını, ilk elden kendi gözü ile kendi yüreği ile yaşayarak bildiği sevdiği dünyaları anlattığını duyumsadım. Sevgi dolu, hiç kimseye kin, düşmanlık beslemeyen yüreklerle beslendiği belli. Anlattığı insanlar, çocukluğunun Ermenileri, Kürtleri, Zazaları, Keldanileri kendi şiveleri ile konuşuyor. Okumayı zorlaştırmıyor bu, o dünyaların gerçekliğine, kendine özgülüğüne soluk olup ekleniyor.

Bir küçük eleştiri yapmam gerek yine de. Margosyan’ın dili biraz kalabalık. Aynı anlama gelen sözcükleri, betimlemeleri yanyana dizerek sıkıcı olma tehlikesini bir güzel yaratıyor. Çok iyi bilinen insanları, olayları, yaşamları anlatsa bu özelliği mutlaka okuyucuyu kaçırır üstelik yapıtlarının sanat değerini düşürürdü. Fakat Margosyan’ın anlattığı yaşamlar, o yılları, o dünyaları asla bilemeyecek olan bizler için o denli yeni ve dili öyle sevecen ki… Boşveriyor, ağzımızda bal tadı küpüne dalıveriyoruz.

Bir kitap niçin yazılır? Yok bu soruya yanıt aramayacağım bu yazıda. Ama bir kitap, anlattığı yaşamların içine çekebiliyorsa okuyucuyu, o okuyucu ne denli yabancı olsa da o dünyaların içinde tanıdığı insanlara yakınlık duyabiliyor, yaşadıkları ezikliklerin sancısını kendi yüreğinde duyumsayabiliyorsa o kitap çok büyük bir işi başarmıştır. Köprü olmayı! İnsanlar, kültürler, yürekler arasında gönül bağı kurabilmişse bir insan çok ama çok büyük bir işi başarmıştır. Bu dünyada sevgiyi, karşılıklı anlayışı, dostluğu çoğaltmaktan daha önemli ne olabilir!

İçinde kin, öfke, düşmanlık beslemeyen, yalnızca sevgi, hüzün, çile ile dokulu yaşamların tadını veren bu öyküleri okumalısınız. Biliyorum bu yazım Fransa’da çıkarılan soykırımı inkara ceza yasası ile aynı zamana denk geldi. Doğrusu ya beni ne Fransa ne Türkiye ne Ermeni Diasporası ve peşine düştükleri siyasi çıkarlar ilgilendiriyor.

Bu yazıyı Mıgırdıç Margosyan’a, anlattığı yaşamlara duyduğum muhabbet, sonsuz ve güzel hayata duyduğum hayranlıkla yazdım. Margosyan iyi ki var. İyi ki varlar halklarımız: Ermeniler, Kürtler, Türkler… Memleketimin, Türkiyem’in güzel insanları… Bizler hep birlikte, farklılıklarımızla zenginiz, güzeliz.

Keşke bu zenginliğimizi koruyabilsek, sonsuza dek yaşayabilseydik.

 
***

‘Söyle Margos Nerelisen?’ adlı kitaptan tadımlık:


“Bizim oralarda, bizim yörelerde, Diyarbakır’da, Dicle kıyılarında, ulu Tanrı’mızın güneşi, özellikle yaz aylarında güneş olmaktan çıkar, ateş topuna dönüşür, başımızdan aşağı acımasızca yağar, avlumuzun zavallı yaşlı siyah taşlarına çöreklenirdi. Toprak evimizin bu yaşlı taşları da gün boyu durmadan başlarını gök yüzüne çevirir, gelen geçen bulutlardan bir damla yağmur, iki damla gözyaşı dilenir, yaşam kavgasında “su, su, suu” diye inlerdi.

Anam Hıno, avlumuzun taşlarının taş kesilerek sonsuza dek susmadıklarını, aksine ‘suuuu, suuu” diye yalvarıp yakardıklarını hisseder, o andaki işini yarım bırakır, avludaki kuyudan birkaç kova su çeker ve ‘şaaarr’ diye dilenci taşların başından aşağı boca ederdi.”
 
Kitabın ilk öyküsü “Pışt Bemurad, Pışt” dan alınmıştır.

***

“O gece, babamla Bozan Dayı, sedirin başında, yanyana bağdaş kurup sohbet ettiler. Evde hazırlanmış şarabı aynı tastan içerek dama oynadılar. Anamla Bozan’ın karısı karşılıklı oturup yün ördüler. Nenem, dedem, Bozan’ın anası Hıçe nene, sobanın karşısında ihtiyar kemiklerini ısıtarak uyukladılar.

Bizler, Bozan’ın çocuklarıyla beraber odanın ortasında kardeş kardeş, bacı kardeş oturduk, bize ikram edilen cevizleri kırdık, içini çıkardık, Eğil’den gelmiş ince pestillere sararak yedik.

Dışarda kar dizboyu iken, lapa lapa kar yağarken, “kımbo” ve idare lambasının ışığı altında pestilin içine ceviz içi koyarak hiç yediniz mi? Tadını bilir misiniz?”

 
 ‘Bozan’lara Gittik’ adlı öyküden alınmıştır.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 9.8 / 4 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

edip { 27 Aralık 2011 14:44:56 }
Mıgırdıç Margosyan :) şu ismin tatlılığı bile bu itabı okumak için bahane olabilir.
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Papa Françesko yaşamını yitirdi.
Yunanistan Türk yatırımcıların adalara ilgisinden endişeli
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'den Avrupa'ya İmamoğlu ile dayanışma çağrısı
Yüzlerce öğrenciden ABD'yi terk etmeleri istendi.
Avrupa'da İmamoğlu çıkmazı: Çıkarlar mı değerler mi?

Gazze'de gıda stokları tükendi: Açlık krizi derinleşiyor
Suriye nasıl kutsallaştırıldı? Suriyeliler umutlu olabilir mi?
Penguen ve foklara da vergi uygulaması…
Trump'ın politikaları ABD'nin 50 eyaletinde protesto ediliyor.
Dünyadaki boykotlar: Kim neyi hedef aldı?

Trump: Çin'den ithal edilen mallara uygulanan gümrük vergisi oranı % 125'e çıkarılacak
Trump yeni gümrük vergisi tarifelerini açıkladı.
Avrupa’nın en az et yiyen ülkesi Türkiye: Fiyatlar 5 yılda % 1230 arttı!
Türkiye'de ekonomi bir kez daha belirsizlik döneminde
ABD-Çin hattında ticaret savaşı: “Soğuk Savaş’tan beri görülmemiş bir rekabet”

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN
Oxford Sözlüğü yılın kelimesini seçti: Beyin çürümesi
"İNEK BAYRAMI" ekitap

Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham

Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.

Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…
Çin'in 10 yıllık yüksek teknoloji planı nasıl işledi?
Devrimsel Bir Teknoloji: Kaykay Şasi
Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke

NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.

"Türkiye'de gazeteciler baskı ve yıldırma ile karşı karşıya"
Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından 2024 yılı yolsuzluk algı endeksi açıklandı!
Türkiye OECD’de gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu 4. ülke
2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.

Kakao Endüstrisinde Çocuk İşçiliği: Tadı Kadar Tatlı Değil
Dan O’Dowd, Tesla’nın Zehirli Kültürü, Başarısız Abartı ve BYD’nin Yükselişi Üzerine
ANALAR(IMIZ) SİZLER ÇOK YAŞAYIN
Amerika dış yardım yumuşak gücünden vazgeçiyor mu?
Zelenski: Kolezyum Politikasının Kurbanı

KURBANIM BUGÜN
KAZ DAĞI
GÜNÜN HABERİ
NE İSEN O
KILAVUZ KARGA

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git