A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

IMF Malûmu İlân Ediyor; O Kadar...

Kategori Kategori: Dünya | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Prof.Dr. Korkut Boratav | 29 Nisan 2012 08:09:59

IMF'nin Nisan 2012 tarihli iki önemli belgesi bu yakınlarda yayımlandı: Dünyanın Ekonomik Görünümü ve Küresel Finansal İstikrar Raporu... Raporlar, iki açıdan önem taşıyor. Bir kere, dünyanın en zengin veri bankası IMF'dedir ve ülkelere, bölgelere, bloklara ait son istatistikleri izlememiz, karşılaştırmamız böylece mümkün oluyor. İkincisi, bu zengin bilgi malzemesi raporlarda değerlendirilmektedir. Gerçi, Joseph Stiglitz geçmişte bu raporları hazırlayan IMF uzmanlarını, "birinci sınıf üniversitelerden diplomalı üçüncü sınıf iktisatçılar" diye küçümsemişti.

Ne var ki, bu “üçüncü sınıf iktisatçılar”, krizlere sürüklenen ülkelerin yöneticileriyle kredi pazarlıklarına oturduklarında, bu toplumların kaderlerini etkileyecek güce sahiptir. En azından bu nedenle görüşlerini yakından izlememiz gerekir.

2008-2009 kriziyle birlikte IMF’ye ek kaynaklar aktarıldığını ve uluslararası iktisat politikalarının eşgüdümü ile görevlendirildiğini de hatırlatalım. Avrupa krizinin yönetiminde de (AB ve Avrupa Merkez Bankası ile birlikte) “troyka”nın bir ayağı IMF oldu. Bu çalkantılı dönemde, “ne pahasına olursa olsun istikrar, kemer sıkma ve küçülen devlet” öğelerinden oluşan beylik neoliberal reçetenin yetersizliği algılandı. Krizden etkilenen ülkeler arasındaki farklılıklar, IMF belgelerine de yansıdı. Örneğin, önceki dönemlerde “tabu” olarak görülen “kriz koşullarında genişletici makro politikalar” veya “krizlere karşı bir savunma aracı olarak sermaye hareketlerinin denetlenmesi” gibi öneriler (daima istisnaî kalmak koşuluyla) ortaya atıldı. Son raporlara, bu açıdan da bakmak ilginç olacaktır.

***

IMF’nin Baş İktisatçısı Olivier Blanchard’ın, Ekonomik Görünüm raporu için kaleme aldığı Önsöz, raporların ana öğelerini yansıtıyor. Dünya ekonomisinde gözlenen olumsuzlukların ve belirsizliklerin, kaynağında Avro Bölgesi krizinin yer aldığı vurgulanıyor. Avrupa Merkez Bankası’nın astronomik (1 trilyon avro’luk) kredi genişlemesinin, krizin eşiğinde debelenen bankaları geçici olarak rahatlattığı; ancak durgunluktan çıkış için yeterli olmadığı belirtiliyor.

Niçin? Blanchard’a göre, büyümeye geçişi frenleyen, Batı ekonomilerini durgunlaştıran iki etken vardır: Biri, maliye politikalarını belirleyen kemer sıkma öncelikleridir. Bütçe açıklarını ve borç yükünü küçültme, toplam talebi ve milli geliri de aşağıya çekiyor. İkinci etken ise, borçluluk düzeylerini azaltmaya çalışan bankalardan kaynaklanıyor. (Bu ikinci etkene özellikle Amerikalı ailelerin kredi yüklerini azaltma çabalarını da eklemek gerekiyor.) Borç yükümlülükleri, bankalardaki likidite artışının kredilere dönüşmesini kösteklemekte; parasal genişlemenin milli gelire yansıması çok sınırlı kalmaktadır.

Metropol ekonomilerinde ortaya çıkan bu olumsuz gelişmeler, dünya ekonomisinin çevresini de etkilemektedir. IMF tahminlerine göre dünya ekonomisinin ortalama büyüme hızı 2011’den 2012’ye yüzde 3.9’dan 3.5’e gerileyecektir. Yavaşlama yaygındır: Yüzdeler olarak metropolde 1.6’dan 1.4’e; çevre ekonomilerinde 6.2’den 5.7’ye... Avro Bölgesi ise 2012’de küçülmektedir. “Akıntıya karşı” ağır aksak kürek çeken büyük ekonomilerin sayısı ikiden ibarettir: Büyüme hızını yüzde 1.7’den 2.1’e çıkaran ABD ile 2011’de küçülen bu yıl ise yüzde 2 oranında büyüyeceği öngörülen Japonya...

Çevre ekonomilerindeki yavaşlama Orta Doğu ve Afrika dışında tüm ana bölgeleri etkilemektedir. İki yıl içinde büyüme hızı (yüzdeler olarak) Çin’de 9.2’den 8.2’ye; Hindistan’da da 7.2’den 6.9’a inmektedir. En ağır etkilenen bölge, Avrupa’nın “yükselen ve gelişmekte olan” ülkeleridir. Bu blokta büyüme hızı yüzde 5.3’ten 1.9’a (Türkiye’de ise 8.5’ten 2.3’e) inmektedir.

***

Ne yapmalı? Dünya Ekonomisi raporunun önsözünde Blanchard, ilginç bir gözlem yapıyor: “Piyasalar biraz da şizofrenik görünüyorlar: Bir yandan bütçelerde kemer sıkma istiyorlar; kemer sıkma büyümeyi aşağı çekince de olumsuz tepki gösteriyorlar.” Bu hareket noktasının doğal uzantısını ifade edelim: “Öncelik şizofrenik finansal piyasaların çıkarlarında, rehberliğinde değil; toplumsal refahta, büyümede, istihdamda olmalıdır...” Ne var ki, Blanchard bir adım daha atıp bu sonuca gitmiyor; zira otuz küsur yıldan beri neoliberal dogma’ların üretim karargâhını oluşturan IMF’nin baş iktisatçısıdır. Aynı dogma’lardan nasibini almasaydı o mevkiye getirilmezdi. Dolayısıyla hemen hizaya geliyor ve temel soruyu şöyle ifade ediyor: “Bütçede kemer sıkma politikalarının kısa vadede olumsuz, uzun vadedeki olumlu etkileri nasıl dengelenecektir?”

“Ne şiş yansın; ne kebap...” diye de yorumlayabileceğimiz, bu “dengeleme arayışı”na göre, bütçe açıklarını ve kamu borç yükünü aşağı çekmek (daha açıkçası “devleti küçültme stratejisi”), uzun vadede büyüme potansiyelini yükseltecektir.

Bu safsatadır. “Küçülen devlet, büyüyen bir özel sektör tarafından fazlasıyla telâfi edilecektir” savına dayanmaktadır ve elli yıldan beri (Marksistler bir yana), sol Keynes’gil ve yapısalcı iktisatçılar tarafından olgusal ve kuramsal olarak defalarca çürütülmüştür.

Üstelik, Blanchard’ı dinlersek, bu “kemer sıkma reçeteleri”nin hangi ülkeye, hangi oranda yansıyacağını da finansal piyasaların öncelikleri belirleyecektir. Peki, bu öncelikler neye dayanıyor? Merijn Knibbe AB İstatistik Kurumu’nun (Eurostat’ın) yeni yayımlanan 2011 bütçe açığı rakamlarını değerlendiriyor (Real World Economics Review, 23 Nisan 2012). Ve gösteriyor ki, şu anda Britanya’nın bütçe açık oranı, Yunanistan ve İspanya oranlarına çok yakın; Portekiz, İtalya ve Macaristan’ın çok üzerindedir. Buna rağmen “finansal piyasalar” Britanya’dan sadece yüzde 2 civarında faiz talep ederek on yıllık devlet borç senetlerini yenilemekte; sözü geçen ülkeleri ise kat-be-kat daha yüksek faizlerle cezalandırmaktadır.

Toplumların, ekonomilerin kaderi, bu oynak, tutarsız, “şizofrenik” piyasalara mı teslim edilecektir? Dünya ekonomisi, 2008 krizinin ana aktörü olan finans kapitali gözetme önceliğine teslim edilirse durgunluk aşılamaz; bunalım hali kronikleşir. Son otuz-kırk yıl boyunca defalarca kanıtlanmıştır ki, kriz ortamlarında IMF’nin stratejik ve temel işlevi, finans kapitali (alacaklıları) güvence altına almak, gözetmektir. Hal böyle iken, finansal piyasaları önce “şizofren” olarak yaftalayan; sonra da onlara teslimiyeti sineye çeken Blanchard’ın davranış çelişkileri de “şizofrenik” olmuyor mu?

Raporların çevre ekonomileri ve Türkiye ile ilgili öğelerini ileride aktarmak, tartışmak istiyorum.


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü
DEVLET-ULUSTAN FEDERASYONA, ekitap
Dünyada altın madenciliği nasıl yapılıyor, kazalar ne kadar yaygın?
Afganistan: Aktivistlerden kadınlar için online dergi

AB, Türkiye'ye verdiği mülteci fonunun nasıl harcandığını öğrenemiyor.
Avustralya Dışişleri Bakanı Wong: Filistin'i tanımaya hazırız.
İngiltere'de polis, silah ruhsatı almak isteyenlerin eşleriyle de mülakat yapmaya başladı.
Beterin beteri var!
Sağ popülistler ilk kez AB Parlamentosu'nun kontrolünü ele geçirebilir…

Yoksulluk sınırı bir yılda 24 bin TL arttı.
Türkiye son 20 yılda faize 563 milyar dolar ödedi
Uber Avustralya'da taksi şoförlerine 178 milyon ABD dolar tazminat ödeyecek
Çin 2024 ekonomi hedeflerini açıkladı
Almanya'daki Türk doktor sayısı 2 bin 600'ü geçti

Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.
Franz Kolschitzky: Viyana Kuşatması'ndan Kalan Kahveleri Değerlendiren Girişimci
Kış güneşi arayan Britanyalıların adresi Türkiye

Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL
REMZİ RAŞA’YI ANMAK İÇİN

KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI
TARİHSEL KİŞİLİK
TARİHSEL İNSAN
SÜREÇ VE TARİHSEL ÖZNE

'Yeşil İslam' Endonezya'yı iklim çöküşünden kurtarabilir mi?
İsviçreli kadınlar AİHM'de görülen iklim değişikliği davasında zafer kazandı.
Yorgun dünya artık yavaş dönüyor
Avustralya’daki dev yosun ormanlarını yapay zekâ koruyor
2023'te sıcaklık rekoru kırıldı

Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar
Sanal Gerçeklik, Artırılmış Gerçeklik , Metaverse, Sanal Uzay Nedir?

Bilim insanı Matthieu Juncker ekosistemi gözlemlemek için ıssız adada 8 ay tek başına kalacak.
Beynine çip takılan kişinin düşünceleri 25 dakika boyunca okundu.
14 Mart Pi Günü, Günün Kutlu Olsun Pi !
Tüm canlılar için en ideal sıcak
Avustralya’da 350 kişinin konuştuğu yeni bir dil gelişti

2023'te 282 milyon insan açlık yaşadı.
Servet dağılımı adaletsizliği: Türkiye'de %1’lik kesim servetin %40’ını alıyor
BM Raporu: İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısında soykırım suçu iddiası
Doğurganlık oranında 'büyük düşüş': Ülkelerin % 97'sinde nüfusun azalması bekleniyor
Dünya Mutluluk Raporu yayınlandı: Avusturalya listenin 10., Türkiye 98. sırasında yer aldı.

GEÇİTKALE'DEN GELİYORDU...
GENÇ BİR YAZARA BİRKAÇ TAVSİYE
DEĞİŞİYOR, YOKSULLAŞIYOR
“KİRAZ ZAMANI” SERÇELER, KİRAZ AĞACIMIZ, RAZZİA
Enflasyon Rehberi

UCUZ ET
Hesap
---İST
SANDIK
TAKSİ DURAĞI

İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi
Dünyanın İlk Destan Kahramanı: Gılgamış


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git