A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Cumhuriyet - Halkımızın Başındaki Taç

Kategori Kategori: Makale | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Deniz Günal | 29 Ekim 2012 14:26:14

Güzel ve acılı memleketimizin 89. Kuruluş yılını kutlamak için bir araya geldik. Bizleri bir araya getiren memleketimize, kültürümüze duyduğumuz sevgiden daha fazla bir şey. Cumhuriyet değerlerine duyduğumuz güvenle Cumhuriyet'e duyduğumuz bağlılık. Bizi, biz eden değerlerin Cumhuriyet ve devrimleri ile gerçekleştiğinin bilincinde olmamız.


Kimbilir, eğer Cumhuriyet, kuruluşunun özündeki, temelindeki değerlerle yaşıyor olsaydı, tüm Türkiye halkının, mutluluğu, dirliği, kardeşlik ve barışın egemen olduğu bir düzen sağlanmış olsaydı, bizler Cumhuriyet’imizi böyle ateşli bir biçimde kutlama gereği duymayacaktık.

Cumhuriyet değerlerindeki yozlaşma, Cumhuriyet’in acı, zalim bir kapitalist, emperyalist bir işbirlikçi, ve ülkemizi yine ortaçağ karanlığına sürüklemek isteyen düzenin emrine girmesi bizleri daha duyarlı kıldı, daha büyük sorumluluklar yükledi.

Cumhuriyet değerleri diyoruz. Ama nedir bu değerler?

Cumhuriyet’in en önemli değeri, iki bin yıl boyunca, önce Roma, Doğu Roma krallarına, sonra Selçuklu, Osmanlı sultanlarına kul olmuş, koca  Anadolu halkının kadın ve erkek her bir bireyinin kulluktan kurtulup özgür insan olarak tanınmasıdır. Anadolunun kadim halkları, önce hristiyan kiliselerinin manevi ve maddi yaşamlarını üzerinde kurduğu baskılarla boğulmuş, yetmemiş Haçlı seferlerinin talanına, yıkımına uğramış. İslamın aydınlanma çağını kaçırmış, yobaz ve gaddar din adamlarıının eline düşümüş bu kez  de. Cehaletin, savaşların, hastalıkların, yağmaların, yalanın dolanın yuvası olmuş.

Gözümüzün bebeği, uygarlıklar beşiği Anadolu... Binlerce yıl boyunca, insanlığa ışık tutan düşünürlerin, bilgelerin, ozanların Anadolusu... Her köşesinden başka bir uygarlığın fışkırdığı, dağlara taşlara kültürün kazındığı Anadolu, üstünde yaşayan gerçek sahiplerinin köklerinden koparıldığı, cahilliğin yalnızlığına, karanlığına mahkum bırakılmış Anadolu.

İşte, Kurtuluş Savaşının, gerçek anlamını bulmak istiyorsak bakışımızı buraya yoğunlaştırmamız gerekir.  İşgalcileri sürdü Anadolu. Dünyanın tüm mazlum ülkelerine örnek olarak, emperyalizmi gümbür gümbür devirdi Anadolu. Ama yalnızca 600 yıllık bir çöküşten sağ çıkmış değil. Aslında iki bin yıllık karanlığı yarıp başını aydınlığa uzattı Anadolu.

Anadolu halkının uzattığı o başı taçlandıran ise Mustafa Kemal’dir. Anadolu halkının değişik dönemlerde karanlığı yarma savaşımı ilk kez onun ve arkadaşlarının tüm Türkiye halkıyla birlikte akılalmaz özverisiyle başarıya ulaşmıştır.

Bu yüzden o Atatürk’dür.

Onun kurduğu Cumhuriyet daha ileriye götürülmediği sürece, bizim için Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti aynı anlama gelecektir.

Laik Cumhuriyet bizim insanlık onurumuzdur, Onu korumak, savunmak, yükseltmek ise tüm insanlığa borçlu olduğumuz evrensel bir ülküdür.

Neden mi?

Atatürk’ün öğretmenlere seslenişinde bulabiliriz yanıtı.
“Öğretmenler! cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.”

Cumhuriyet’in gerçek anlamı, kulluktan çıkıp birey olma, kadın erkek, hangi din, dil, kökenden olursak olalım eşit yurttaş olma hakkını kazanmakta yatıyor.
Ne yazık ki, bu haklarımız hileyle, yalanla sürekli aşındırıldı, aşındırılmakta. Artık, çocuklarımızın beynini de ufacıktan ele geçirmek istiyorlar. Kazandıkları mevzileri hepimiz yakından izliyoruz.

Yurtta barış dünyada barış ilkesiyle büyüdük bizler. ...

Oysa anayurdumuzu yönetenler bu ilkeyi hiçe sayarak, egemen devletlerin emrinde onların çıkarları dorultusunda onların yedek gücü olmaya soyunuyorlar. Son olarak Suriye’de oynanan oyunların baş aktörleri de onlar. Yalnızca kendi halklarının değil, komşu halkların felaketlerinin de taşeronluğuna soyunuyorlar.

Cumhuriyet, egemenliğin kayıtsız şartsız ulusda olduğu bir yönetim biçimidir. “Büyük hedefimiz, ulusumuzu en yüksek uygarlık düzeyine ve refaha ulaştırmaktır.” demişti Atatürk.
Oysa, Mustafa Kemal’in sağlığında ayağına gelen ülke liderleri, bugün Türkiye’yi adeta bir sömürge olarak görüyor. Ulusumuzun, su dahil olmak üzere sermayeye, yabancılara peşkeş çekilmemiş hiçbir kaynağı kalmadı.

Ata’mızın bir öğüdü var.  “DOĞRUYU SÖYLEMEKTEN KORKMAYINIZ” diyor.

Bizlerin de artık heryerde korkmadan doğruyu söyleme zamanıdır. Doğruyu konuşmak için doğruyu görmemiz gerekir.

İnancın yalnızca kişinin yüreğinde olduğu zaman bir değeri olduğunu görebilmeliyiz. İnanç başkalarına zulüm etmek, onları boyunduruk altına almak için değildir.

Eşit yurtaşlık hakkı, her kökenden bireyin, başka bireylere zarar vermeden barış içinde kendi dilini konuşabilme, kültürünü yaşayabilme hakkıdır. Hiçbir etnik köken, eşit yurttaşlığın esas olduğu hukuk devletinde diğerlerinden daha üstün olamaz.

Türkiye’deki her birey özgürce ve gururla Kürt, Türk, Çerkes, Arap, Rum  ya da Gürcü olduğunu söyleyebilmelidir. Kendi dillerini kullanabilmeli kendi kültürlerini yaşayabilmelidir. Bu Anadolu’muzun bir zenginliğidir.

Ancak, günümüz, emperyalizmin böl ve yönet politikalarına karşı etnik köken temelinde ayrışma değil, Kurtuluş Savaşımızdaki gibi elele bağımsızlığımızı koruma günüdür.

Bu nedenle, hepimizin bir üst kimliği de olmak zorundadır. Alman, Amerikalı, Çinli, Fransız nasıl tek bir ırktan oluşmuyorsa... Bizler de farklı kökenlerimize karşın eşitliğin, barışın, refahın egemenliğindeki Türk ulusu çatısı altında birlikteliğimizi koruyabilirsek uygar dünyada yer alabilme, aydınlığa ulaşma şansımız var. Emperyalizmin günümüzdeki oyunu küreselleşme nasıl karşısındaki her türlü direnci yıkmak için ulus devletleri hedef alıyorsa,  ona karşı savaşımın temelinde de ulus devleti korumak vardır.

Bugün Cumhuriyetimizin kutlanmasına bile yasaklar getirildi. Mustafa Kemal Atatürk demişti ki:

“Türk genci, devrimlerin ve rejimin sahibi ve bekçisidir. Bunların lüzumuna, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır; rejimi ve devrimleri benimsemiştir. Bunları zayıf düşürecek en küçük veya en büyük bir kıpırtı ve bir hareket duydu mu, bu memleketin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adliyesi vardır demeyecektir. Hemen müdahale edecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla, nesi varsa onunla kendi eserini koruyacaktır.”

Evet bugün Türkiye’de başta Ankara’da olmak üzere tüm ülkede yasaklara rağmen Cumhuriyet çocukları bayramını kitlesel katılımlarla kutluyor. Polis barikatlarını aşıyor. Anıtkabir, Atasına koşan yüzbinlerle doldu taşıyor. Köylerde, kasabalarda, kentlerde halk coşkuyla, gururla, başı dik Cumhuriyeti kutluyor.

Gerekirse İkinci Ulusal Kurtuluş savaşımızla Cumhuriyeti Ata’mızın izinde yeniden kuracağız.

Cumhuriyet bilinci, Cumhuriyet aydınlığı kutlu olsun.


Deniz Günal-Dinçkal


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 2 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü
DEVLET-ULUSTAN FEDERASYONA, ekitap
Dünyada altın madenciliği nasıl yapılıyor, kazalar ne kadar yaygın?
Afganistan: Aktivistlerden kadınlar için online dergi

Avustralya Dışişleri Bakanı Wong: Filistin'i tanımaya hazırız.
İngiltere'de polis, silah ruhsatı almak isteyenlerin eşleriyle de mülakat yapmaya başladı.
Beterin beteri var!
Sağ popülistler ilk kez AB Parlamentosu'nun kontrolünü ele geçirebilir…
Türkiye raporu: Özgürlükler ciddi zarar gördü

Yoksulluk sınırı bir yılda 24 bin TL arttı.
Türkiye son 20 yılda faize 563 milyar dolar ödedi
Uber Avustralya'da taksi şoförlerine 178 milyon ABD dolar tazminat ödeyecek
Çin 2024 ekonomi hedeflerini açıkladı
Almanya'daki Türk doktor sayısı 2 bin 600'ü geçti

Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.
Franz Kolschitzky: Viyana Kuşatması'ndan Kalan Kahveleri Değerlendiren Girişimci
Kış güneşi arayan Britanyalıların adresi Türkiye

Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL
REMZİ RAŞA’YI ANMAK İÇİN

KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI
TARİHSEL KİŞİLİK
TARİHSEL İNSAN
SÜREÇ VE TARİHSEL ÖZNE

'Yeşil İslam' Endonezya'yı iklim çöküşünden kurtarabilir mi?
İsviçreli kadınlar AİHM'de görülen iklim değişikliği davasında zafer kazandı.
Yorgun dünya artık yavaş dönüyor
Avustralya’daki dev yosun ormanlarını yapay zekâ koruyor
2023'te sıcaklık rekoru kırıldı

Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar
Sanal Gerçeklik, Artırılmış Gerçeklik , Metaverse, Sanal Uzay Nedir?

Beynine çip takılan kişinin düşünceleri 25 dakika boyunca okundu.
14 Mart Pi Günü, Günün Kutlu Olsun Pi !
Tüm canlılar için en ideal sıcak
Avustralya’da 350 kişinin konuştuğu yeni bir dil gelişti
İnsanlık için küçük ama Türkiye için çok büyük bir adım

Servet dağılımı adaletsizliği: Türkiye'de %1’lik kesim servetin %40’ını alıyor
BM Raporu: İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısında soykırım suçu iddiası
Doğurganlık oranında 'büyük düşüş': Ülkelerin % 97'sinde nüfusun azalması bekleniyor
Dünya Mutluluk Raporu yayınlandı: Avusturalya listenin 10., Türkiye 98. sırasında yer aldı.
Dünyada zorla çalıştırılanların sayısı artıyor.

GEÇİTKALE'DEN GELİYORDU...
GENÇ BİR YAZARA BİRKAÇ TAVSİYE
DEĞİŞİYOR, YOKSULLAŞIYOR
“KİRAZ ZAMANI” SERÇELER, KİRAZ AĞACIMIZ, RAZZİA
Enflasyon Rehberi

UCUZ ET
Hesap
---İST
SANDIK
TAKSİ DURAĞI

İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi
Dünyanın İlk Destan Kahramanı: Gılgamış


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git