A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

'Et Atlası' Raporu Pek İştah Açıcı Değil

Kategori Kategori: Raporlar | Yorumlar 0 Yorum | 10 Ocak 2014 15:47:29

Heinrich Böll Vakfı ve Friends of Earth tarafından yayınlanan “Et Atlası” endüstriyel et üretimi ve artan et tüketiminin yıkıcı sonuçlarını gözler önüne seriyor. Sokaklar “gurme” biftekçilerden, süpermarket dolapları hangi hayvanın eti olduğunu üzerine yazmasalar anlayamayacağımız gıdalardan geçilmez olmuş ve et kültürü dörtnala yayılmaya devam ederken, tabağımıza gelen etin çevresel ve toplumsal etkilerini inceleyip tadımızı kaçıran (!) çalışmalara bir yenisi daha eklendi.

Heinrich Böll Vakfı , Friends of Earth ortaklığı ile hazırlanan rapor bizi “akşama köfte yapmadan” ve “Adana’lar iki olmadan” önce gıda tercihlerimizin dünyamıza etkileri konusunda bir kez daha düşünmeye davet ediyor.

Tabağımıza gelen gıdanın politik sonuçları var

9 Ocak tarihinde yayınlanan rapor bugüne kadar konu üzerinde yapılmış çalışmalardan çarpıcı sonuçları bir araya getiriyor ve eti nasıl üretip ne kadar tükettiğimizin sonucu olan yıkımı A’dan Z’ye, daha doğrusu tarladan midemize kadar inceliyor. BBC’ye demeç veren Heinrich Böll Vakfı başkanı Barbara Unmuessig ‘e göre rapor kimseyi suçlamayı amaçlamıyor: “Kimseye vaaz ya da ahlak dersi vermek niyetinde değiliz. Ne yediğimiz kişisel bir tercihtir. Ama tabağımıza gelen gıdanın politik sonuçları olduğunu da hatırlamak gerekli.”

Rapordaki verileri gördükten sonra ise yediklerimizin sadece “kişisel tercihten” öte anlamları ve çevremiz üzerinde yıkıcı sonuçları olduğunu görmeye başlıyoruz. Rapor, buğday, arpa, yulaf ve mısır üretiminin %40′ını, toplam tarımsal alanın %70′ini ve tatlısuyumuzun çeyreğini kullanmamıza neden olan bir sektörle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Bu oranlardaki kişisel payımızı görmemiz içinse daha somut bir örnek üzerinden, 1 kg kırmızı et için gereken kaynaklardan yola çıkıyor. 1 kg havuç üretmek için 133 lt, 1 kg domates üretmek için de 184 lt suya ihtiyaç duyulan dünyada 1 kg kırmızı et için harcadığımız su miktarı 15.455 litre. Başka bir deyişle evlerimizde kullandığımız damacanalardan tam 813 tanesi, günde 3 litre su içtiğinizi varsayarsak 14 yıllık su ihtiyacınız kadar su sadece 1 kg et için tüketiliyor. 3,6 kg buğday ve 36 kg kaba yem de cabası. Tabii bu su hayvanlar tarafından içildiği için değil, yem ve ilaç üretiminden başlayıp tabağımızda biten yem, ilaç, kimyasal üretimi, kesim, saklama, soğutma ve ulaştırmayı da içeren sürecin bir sonucu.

Antibiyotik ve hormon kullanımı sağlığı tehdit ediyor

Raporun bu sürecin yönetimine bakan bölümü ekonomik ve toplumsal sonuçları irdeliyor. Bugün hayvancılık sektöründe egemen ilk eğilim şirket birleşmeleri ve satınalmalar neticesinde giderek az sayıda şirketin pazara hakim olması. Bu sürecin 1985-2005 yılları arasında 70 milyon küçük üreticiyi pazardan sildiğini ve üreticilikten tüketiciliğe kaydırdığını ortaya koyan rapor bu sürecin devam etmesinin yerel ekonomilerde yaratacağı yıkıma dikkat çekiyor. Et üretimi liderlerine baktığımızda pazarın büyüklüğünü görebiliyoruz: Lider konumdaki JBS firmasının cirosu 38,7 milyar dolar olarak açıklandı.

İkinci egemen eğilim ise et üretiminin yoğunlaşması, yani daha küçük alanlarda (fabrika çiftliklerde ya da tavukhanelerde) daha fazla hayvan büyütülmeye çalışılması. Bu hayvanları çok daha kötü şartlara mahkum ederken antibiyotik ve hormon kullanımını zorunlu kılarak toplum sağlığını tehdit ediyor. Süperdirençli bakterilerin ortaya çıkmasına zemin hazırlayan bu koşullar yeni salgınlara davetiye çıkartıyor.

GDO’lu gıdanın başlıca müşterisi hayvan yemi sektörü

Endüstriyel et üretimi ile bağdaştırılan bir diğer tehdit ise GDO . Glifosat türü tarım zehirlerine dirençi olacak şekilde genetiği ile oynanan soya ve mısırın başlıca müşterisi hayvan yemi sektörü. Et üretimi hem bu ürünlere olan talebi arttırdığı için çeşitli bilimsel araştırmalarda canlılar üzerindeki zararlı etkileri kanıtlanmış GDO teknolojisinin güçlenmesine neden oluyor hem de bol bol uygulanma şansı bulan glifosat zehrinin et üzerinden tüketicilere geçmesine neden olarak insan sağlığını tehdit ediyor.

Raporda mevcut üretim anlayışının biyoçeşitlilik üzerine etkilerine de yer verilmiş. “Verimli” tür arayışındaki sektör şu anda sütün %83′ünü Holstein türünden, kırmızı etin %65′ini sadece üç türden alıyor. Bu genetik çeşitliliğin azalmasına ve ait olduğu iklimsel koşullardan uzak yaşayıp zayıf düşen hayvanların üretimi için daha fazla ilaç kullanılmasına neden oluyor.

Et tüketimi iklim değişikliğini arttırıyor

Son bir paragraf da iklim için. Rapor, ürettiği sera gazları nedeniyle küresel iklim değişikliğinin en büyük aktörlerinden biri olarak kabul edilen endüstriyel hayvancılığın bu kötü şöhretini perçinliyor. Raporda kullanılan verilere göre 1 kg dana eti üretimi 27 kg CO2 eşdeğeri sera gazı salımına neden oluyor. Bir karşılaştırma yapabilmek adına bu miktar kilometrede 200 gram CO2 salan ortalama bir arabayla 135 km dolaşmak demek.

Peki çok mu et tüketiyoruz? Rapora göre evet ve bu artmaya da devam edecek. 2022 yılına kadar et talebinde %80′lik bir artış beklendiği belirtilirken bunun halihazırda baskı altında bulunan kaynaklar üzeride yıkıcı bir etki yaratabileceğinden bahsediliyor.

Kaynak : Yeşil Gazete

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 2 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış




BİZİM RADYO
radyo.ayorum.com'a HOŞ GELDİNİZ
Erdoğan'ın tek hedefi iktidarını korumak…
İşçiyi Bırak Kutlasın
Erişim engeli sonrası X'te Ekrem İmamoğlu akımı

Hayatta kalma mücadelesinden kesintisiz şiddetin itici gücüne.
Demokrasi Krizde mi? Gözden Kaçırmamanız Gereken 5 Sarsıcı Gerçek
10 soruda Trump'ın Gazze için sunduğu barış planı
İngiltere, Avustralya ve Kanada, BM Genel Kurulu öncesi tarihi adımla Filistin’i tanıdı.
Nepal, Bangladeş ve Sri Lanka’da halk liderleri devirdi.

Çin'in beş yıllık planları dünyayı nasıl değiştirdi?
Türkiye'de yoksulluk sınırı 88 bin liraya dayandı.
KKM'nin ülkeye maliyeti ne kadar oldu?
ABD'de gümrük gelirlerindeki artış, Temmuz'da rekor harcamalarla yükselen bütçe açığını frenleyemedi…
Çin yapay zekayla “yumuşak gücünü” artırıyor.

Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.
Cilt kanseri oranında dünyada başı çeken Avustralya'da güneş kremi skandalı.
Dünya Sağlık Örgütü: '7 Ağustos'ta Türkiye'de maymun çiçeği tespit edildi'
Yeni Zelanda'dan yeni turist politikası…
Dünyanın en eğlenceli 40 ülkesi seçildi.

Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN

Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…

Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

ANKARA CEBECİ, 30 EYLÜL
AKIL...
KISA KESİLMİŞLER, AĞUSTOS 2025
ÖZERK, FEDERAL, KONFEDERAL
MÜNİH, 30 EYLÜL

HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum
BU VATAN

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git