A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Bir Küçük İstanbul Masalı - Yüzen Kabir

Kategori Kategori: Kültür/Sanat | Yorumlar 4 Yorum | Yazar Yazan: Deniz Günal | 10 Ekim 2008 12:10:41

Bir adam varmış. Çok güzel kitaplar yazmış çok ünlü olmuş. Çok para kazanmış. Zaten çok parası varmış. Daha da çok parası, ünü olunca ne isterse yapabileceğini görmüş.

Yapabilirmiş çünkü o kadar hayranı varmış ki ne yapsa daha çok hayranlık toplarmış. Öyle kolay kolay kimse de onu eleştiremezmiş. Eleştirseler n’olurmuş ki! Bu adam o dünyada, herkesin içinde ama herkesin çok üstünde, ötesinde bir yerlere geçmişmiş zaten.
 
Bu adam bir ev almış. İçini baştan sonra yeniden yaptırmış. Yıllarca içine eşyalar toplamış. Onları yazacağı bir romanda anlatmak istiyormuş. Sonra o romanı yazmış. Eşyaların hikayesini anlatmış. Bir de aşk hikayesi anlatmış. Aldığı ev yazdığı romanın müzesi olacakmış. Daha önce hiç duyulmamış bir müze olacakmış. Hem bir romanın müzesi. Hem de bir erdemin.
 
Herkes gelip müzede, sanki adamın yarattığı bu romanın içinde, adamın hayranlık duyulası beyin hücreleri arasında dolaşır gibi, kimbilir hangi duygulara kapılarak dolaşacaklarmış.
 
Bu adam ölümünü de planlamış. Bir vapur almış, içini yaptırıyormuş. Kendini taptaze mumyalayacaklar, cam prizmadan bir tabutun içinde vapurun en üstüne yerleştireceklermiş. Vapurun içinde, adamın kitapları, yıllarca topladığı, görmeyi, haklarında yazmayı sevdiği şeyler olacakmış. Sevdiği bir kaç kişinin ve de kendinin de aslına uygun mankenlerini yaptırmış. Onlar da vapurda çeşitli yerlerde çeşitli zamanlarda konumlandırılacakmış.
 
Vapuru uzaktan görenlerin gözleri prizmadan kamaşacakmış. Vapur önlerinden gelip geçerken, başka vapurlardan, kıyılardan bakanlar, güvertesinde ayakta, otururken, bir dostuyla konuşurken, kitap okurken çeşitli konumlarda yazarın hayalini sezinleyebileceklermiş.
 
Özel günlerde ziyaretçi de alınacakmış yüzen kabirin içine. O yüce mekanda kimbilir hangi esinlenmeler, duygu ürpertileri içinde dolaşacaklarmış. Bilinmez.
 
Yüzen kabir yüz yıllar boyunca boğazın bir ucundan bir ucuna dolaşacakmış. Her gün. Sabahtan akşama. Yazarın İstanbul’un hep içinde kalması, hem İstanbul’un, hem gelmiş, gelecek hayranlarının onu hiç unutamaması için.
 
Belki de böyle bir şey planlamamış yazar. Ama dehası var parası da. İsterse yapabilir.
 
Bence istiyorsa yapsın. İstanbul’a yakışır. Şahane uygarlığımızın edebiyatına da.
 
 


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

deniz { 15 Ekim 2008 00:37:09 }
yanlis anlasilmak istemem. orhan pamuk benim icin de buyuk bir yazardir. nobel aldigi icin daha da buyumedi, kuculmedi de. benim icin o dahi bir yazar olarak kalacak.

ama o ayni zamanda bir unlu, bir yildiz.

benim icin, bir buyuk yazarin onlarca buyuk kitap yazmasi ya da surekli buyuk kitaplar yazmasi gerekmiyor. bir benim adim kirmizi, cevdet bey ve ogullari, beyaz kale yazmis olmasi yeterli.

buyuk bir yazar kotu kitaplar da yazabilir. kar.
cok kotu yazilmis, yazin disi amaclarla yazilmis bir kitaptir. gorebildigim odur.

buyuk bir yazar, yanlis seyler yapabilir, kotu seyler degersiz seyler yapabilir. bunlarin otesinde, sacma sapan seyler yapabilir.

bir insanin yaptiklarini, o insanin sifatinin, sifatlarinin golgesinde gormemek gerek.

uretilen, yapilan, soylenen herseye kendi degerini vermek gerek.

masumiyet muzesi, romani degil, muze tasariminin kendisi, bir deha urunudur. bunu tartismiyorum bile. fakat bu kadar ince (refined)ve yaratici bir egosantriklik, ve bunun bu kadar destekci saksakci bulabilmesi, tum samimiyetimle soyluyorum -evet itiraf ediyorum- bende aglama ve kusma duygulari uyandiriyor.

evet her seyi kendi degeri ile gormek gerek. sonucta, bir dehanin bu cocuksu acinasi egosantrikligi, dunyadaki kan doken kan emen diger egosantrikliklerle kiyaslandiginda, evet evet cok ama cooook MASUM kaliyor.

bilmem. kendimi dogru anlattim mi.

hepsi hepsi insanin acinasi, gulunesi, aglanasi, sefkat duyulasi halleri.

oyle mi?

deniz kizi
nihat ziyalan { 14 Ekim 2008 04:54:29 }
MÜTHİŞ


sevgili deniz,

kahkahalar atarak okudum.

edebiyatla hayatı görebilmek zor iş. sen de her zaman bu var.

evet sen ünlü bir yazardan bahsediyorsun.

bense büyük yazar özlemi içindeyim.

örneğiyle gördük ünlü bir yazar olunabiliniyor ama büyük bir yazar kolay kolay olunamıyor.

büyük yazarların kimse elini tutup bir satır yazdıramaz.

ünlü yazar bir gün şöhretinin kurbanı olur ufalır gider. halkın düzeyine inmek. televizyon dizi seyircisini okuyucusu yapmak için çabalaması onu boğar.

ünlünün parası vardır.

büyük yazar kendi yağıyla kavrulur.

yüzen kabir müthiş.

güldürdün beni.

sen de gülesin.

dostlukla.

nihat ziyalan



comertyildiz { 11 Ekim 2008 18:38:43 }
içinden "deniz" akan bu şehire üstünde onu en güzel anlatan adamın naaşını o aziz sularında beşik misali sonsuza kadar sallayıp pişpişlemesi ona karşı ödenecek borcun en güzel şekli olurmuş o adam için.....
aykut yazgan { 11 Ekim 2008 09:43:25 }
bazen insan bişeyler anlatmak ister.. anlatamaz.. çünkü ya japoncadır ya da hotontoto dili bildiği bir tek.. tam o sırada bir tercüman yetişir.. bütün söyleyeceklerine ve daha da ötesinde hislerine tercüman olur..

harika..
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Barınma Krizi Değil, Sınıf Savaşı, Türkiye’de Konut, Kira ve Kentsel Dönüşüm Üzerinden Yürütülen Sessiz Tasfiye
Karadeniz Alarm Veriyor, İHA Olayları, Tanker Patlamaları ve Sessizce Derinleşen Bir Güvenlik Krizi
Kahramanmaraş’ta Polis Tatbikatı ve Toplumsal Çatışmanın Anatomisi
Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?

Narva’da Sessiz İhlal, Rus Sınır Muhafızları Estonya Toprağında, Dünya Yine Seyirci
Avustralya'dan Bondi Plajı saldırısı sonrası silah yasalarını sertleştirme hamlesi
Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…

Türkiye’de konkordato alarmı: 2025’te başvurular tarihi zirveye gidiyor
Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga

Avrupa’da en fazla Türk’ün yaşadığı ülkeler hangileri?
"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Yıldızlara Bakanlar ve Adaleti Seçenler: Sâbiî Kozmolojiye Karşı Yahudi Etik Devrimi
Mişka Yaponçik Yahudi Mafya Babası
Tankların dili, halkların sessizliği… Tarihi toprak yalanı ve savaşın meşrulaştırılması
AVM’ler, Kapitalizm ve Emekçinin Kuşatılması Tüketim Toplumunun Görünmez Hapishanesi
Coğrafya Değil, Kapitalist Sömürü Kaderi Belirler

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git